Cuma

SÖYLEŞİ; AVON TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ RON GRIFFITHS


Meme Kanserinde Savaş Açtı, 15 Yılda 15 Bin Kadın Hedefledi...
Meme kanseri, Türkiye’de en yaygın kanser türü ve bu hastalık çok büyük oranda kadınlarımızı tehdit ediyor. Ama bir gerçek daha var; meme kanseri erken teşhis edilmesi durumunda çok ciddi oranda iyileştirilebilir bir hastalık. İşte bu gerçekten hareketle Avon dünyada 1992’de başlattığı ‘Meme Kanseri ile Mücadele Projesi’ni 1996 yılından bu yana Türkiye’de de başarıyla sürdürüyor. Bugüne kadar 23 ilde 10 binin üzerinde kadına ücretsiz mamografi taraması ve taramalar arasında şüpheli görülen bin 200 kişiye ek teşhis sağlayan Avon, 14 ilde 17 ‘Meme Kanseri Bilinçlendirme Söyleşisi’ gerçekleştirdi, 5 hastaneye mamografi cihazı bağışladı. Meme Kanseri ile Mücadele Ürünleri’nin satışı ve bağışlarla 2 milyon TL’ye yakın bağış toplayan Avon, sadece kadınları güzelleştirmekle kalmıyor, bu ‘çirkin hastalık’la mücadele konusunda da 15 yıldır örnek bir projeye imza atıyor. Avon Türkiye Genel Müdürü Ron Griffiths ile hem 15’inci yılında olan bu sosyal sorumluluk projesini hem de Avon’un sosyal sorumluluğa bakışını konuştuk.

Kadınları sadece güzelleştirmekle kalmayan Avon, Türkiye’de 15 yıldır meme kanseriyle de mücadele ediyor. Avon Türkiye Genel Müdürü Ron Griffiths’e göre projenin başarısında kadınların bu işe sahip çıkması yatıyor...

Avon, sosyal sorumluluğa nasıl bakıyor? Daha da önemlisi bu konudaki stratejiniz ne?

Tüm dünyada 6 kıtada, 100 ülkede, 6 milyonun üzerinde satış temsilcisi ile kadınları güzelleştiren ürünler sunan bir kuruluş olarak, sosyal sorumlulukla ilgili proje alanımızı yine kadınları çok ilgilendiren konu olan meme kanseri ile mücadele olarak belirlemiş durumdayız. Avon olarak ‘Dünyadan meme kanserini yok etme ve kadınları ekonomik bağımsızlıklarını elde etmeleri için yetkilendirme konusundaki insani çabalarımız ile dünyanın kadın sağlığı ve refahı için çalışan en büyük kuruluşu olma’ hedefimizi kurumsal bir misyon olarak belirlemiş durumdayız.

ÖNCELİĞİ KADINLAR VE KADIN SAĞLIĞI 
Peki sizin bu konudaki öncelikleriniz neler?
Toplumun temel direği olan kadınlar için ürün sunan, onların hayatını güzelleştirmek iddiasında olan bir kuruluş olarak öncelikli alanımızı kadın ve kadın sağlığı olarak belirlemiş durumdayız. Avon Türkiye ailesinin önemli bir bölümünü sahadaki kadın satış temsilcilerimiz oluşturuyor. Ürünlerimizin tamamı kadın çalışanlarımız tarafından yine kadınlara ulaştırılıyor. Dolayısıyla biz kadınlarla iç içe, onların günlük hayatlarına dokunabilme imkanına sahip bir kurumuz. Her ülkenin toplumsal yapısı, toplumsal ihtiyaçlardaki öncelikleri farklılaştırsa da temel başlıklar genellikle sağlık, eğitim ve çevre olmak üzere üç ana başlıkta toplanıyor. Biz bu alanlardan kadın sağlığını ve kadınların hayatını en çok tehdit eden kanser türü olan meme kanserine karşı mücadeleye odaklandık. Avon’un dünyada 1992’de başlattığı ‘Meme Kanseri ile Mücadele Projesi’ni 1996 yılından bu yana, yani tam 15 yıldır Türkiye’de de yürütüyoruz. Biz Avon Türkiye olarak kadın sağlığı ve meme kanseri gibi bir alanda yürütülecek bir sosyal sorumluluk projesinin etkinliğinin aynı zamanda sürekliliğe bağlı olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle tüm enerjimizi, projemizi her yıl çeşitli alt projelerle destekleyerek, geliştirerek, daha fazla kadını bilinçlendirerek daha geniş bir kitleye ulaşmak için harcıyoruz. Bu çerçevede; 2010 yılında da projemizi genişletecek, etkinliğini artıracak pek çok faaliyette bulunduk.

2 MİLYON TL’LİK FON OLUŞTURDU 
15 yılda gelinen nokta ne, merak ediyorum…
Kadın sağlığı tüm dünyada Avon’un son derece duyarlı olduğu bir konu. Dünyada kadın sağlığı projelerine en çok fon ayıran şirket olan Avon, meme kanseri çalışmalarının da en büyük destekçisi konumunda. Avon, 1992 yılından beri ‘Meme Kanseri ile Mücadele Kampanyası’ çerçevesinde 50 ülkede 725 milyon dolarlık fon oluşturdu. Bu fon, kadınlarda en çok görülen kanser türü olan meme kanserine karşı mücadelede kullanılıyor. Türkiye’deki çalışmalarımızın finansmanında en önemli kaynaklarımızdan biri, Avon olarak özel olarak tasarladığımız ve ürettiğimiz ‘meme kanseri ile mücadele ürünlerimizin’ satışından elde ettiğimiz gelir. Sahadaki satış temsilcilerimiz bu ürünleri gönüllü olarak satıyor ve buradan elde edilen gelirin tamamı fona aktarılıyor. Proje kapsamında bugüne kadar Avon kataloglarında ve internet sitesinde yer alan Meme Kanseri ile Mücadele Ürünleri’nin satışı ve bağışlarla 2 milyon TL’ye yakın fon topladık. Bu fon sayesinde birçok kadına ulaştık ve birçok ilke imza attık.

Bu yıl için ne hedefliyorsunuz? 
2011 yılının bizim projemiz için özel bir anlamı var. Projede 15’nci yılımızı bu yılki etkinliklerimizle daha fazla kadına ulaşmak hedefiyle planlamış bulunuyoruz. Bu yıl, proje sözcülüğümüzü ünlü sanatçımızNükhet Duru üstlendi. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu ile işbirliğimiz devam etmekte. 2010 yılı sonunda yaptığımız “Meme Kanseri Algı Araştırması”na göre meme kanserine karşı önlem alan kadınların oranının daha alt sosyo ekonomik statü gruplarında ve genç yaş gruplarında daha düşük olduğunu gösteriyor. Biz de, bu nedenle 2010 yılında yaptığımız Avon’la Sağlığa Yolculuk TIR’ı ile 32 ili ziyaret ederek kırsal kesimdeki kadınlarımıza da ulaşıp onları da meme kanserinde erken teşhis yöntemleri ile tanıştırdık. Bu çalışmalarımıza önümüzdeki yıllarda da devam ediyor olacağız. 2011 yılında bir diğer amacımız, meme kanserini sadece Ekim ayında değil yılın her ayı konuşulan ve farkında olunan bir konu haline getirmek. Bunun için yıl içerisinde bilgilendirme seminerleri, mamografi cihazı bağışları, meme kanseri ile mücadele yürüyüşü ve farklı fon toplama aktiviteleri düzenleyeceğiz. Önümüzdeki dönemde kadınları kontrollerini yapmaları için harekete geçirecek çalışmalar yapmayı ve 15’nci yılımızda 15 bin kadına ulaşmayı hedefliyoruz.

SATIŞ TEMSİLCİLERİMİZ BU İŞE SAHİP ÇIKTI 
Böyle bir projeyi 15 yıl sürdürmenin sırrı nedir?
Bu proje ile ilgili özellikle sahadaki binlerce satış temsilcisi arkadaşımıza teşekkür etmemiz gerekir. Onlar bu işe bu kadar sahip çıkmasalar, büyük bir adanmışlıkla kapılarını çaldıkları her kadına meme kanseri ile mücadelenin önemini hatırlatmasalar, çok değerli vakitlerini hiçbir kar payı almadan meme kanseri ile mücadele özel ürünlerinin satışı için harcamasalardı biz bugün bu etkiyi yaratamamış olurduk. Bu projenin bu denli uzun soluklu olması ve bundan sonraki dönemlerde de devam edecek olmasının temel sebeplerini şöyle özetleyebilirim: Kanser tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de her geçen yıl yaygınlığı artan bir halk sağlığı sorunu. Meme kanseri, Türkiye’de en yaygın kanser türü ve bu hastalık çok büyük oranda kadınlarımızı tehdit ediyor. Ama bir gerçek daha var; meme kanseri erken teşhis edilmesi durumunda çok ciddi oranda iyileştirilebilir bir hastalık. O halde ne kadar çok kadını bu alanda bilinçlendirebilirsek, o kadar iyi diye düşünüyoruz, her gün daha gidecek yolumuz var dememizin sebebi de bu.

LİDERLERİN GÖNÜLLÜLÜĞÜ TEŞVİK EDİCİ 
Bunları yaparken sizi en çok zorlayan ne oluyor?
Açıkçası ben bu konuda her geçen yıl daha da olumlu düşüncelere sahip oluyorum. Türkiye’de hem şirketlerin hem de onların ulaşmayı hedeflediği kitlelerin kurumsal sosyal sorumluluk projelerine bakışı günden güne çok daha pozitif oluyor. Şirketler artık kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarını kendi itibar yönetimlerinin çok önemli bir parçası olarak görüyorlar. Daha gerçek ihtiyaçlara odaklanarak hem vakit hem de kaynak ayırıyorlar. Şirketlerin liderleri, çalışanlarına örnek olmak adına gönüllülüğü kendilerinden başlayarak teşvik ediyorlar. Ancak yine de bu projelerin duyurulması, toplumla daha çok paylaşılması ve arzu edilen heyecan dalgasını yaratması için kanaat önderleri diyebileceğimiz kişilerin gönüllü katılımları ve desteği çok önemli. Türkiye’de yaşayan bir yabancı olarak, sizce daha çok hangi konularda sosyal sorumluluk projeleri geliştirilmeli? Ben bu konuda herhangi bir sınırlamanın yanıltıcı olacağını düşünüyorum. Ama öncelikli bazı alanların olduğu da bir gerçek. Sağlık, eğitim ve çevre bana göre öncelikli alanlar.

0 yorum:

Yorum Gönder

Share

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites