Avrupa'nın Enerjik Gençlerini Yetiştirecek

Çalık ve Limak’ın sahibi olduğu Kosova Elektrik Dağıtım Şirketi, işsizliğin yüzde 50’yi bulduğu Kosova’da istihdam yaratmak için KEDS Akademi’yi kurdu.

'Turuncu Damla'yla 8 Bin Çocuk Tasarrufu Öğrendi!

ING Bank, çocuklar için finansal okuryazarlık eğitimi verdi. 9 şehirde 8 binden fazla öğrenciye ulaşılan projede, çocuklara tasarruf sahipliği bilinci aşılanıyor...

Ecza Dolabı'ndan Müzik Çıktı...

Eczacıbaşı Topluluğu çalışanlarının oluşturduğu Ecza Dolabı, konserleriyle 5 bin kişiye ulaştı, bilet gelirleri ise sosyal sorumluluk projelerine katkı sağladı.

14 Yılda 500 Bin Sanatseveri Ağırladı!

Kültür ve sanat alanındaki faaliyetlerini İş Sanat çatısı altında toplayan İş Bankası, sadece geçen yıl 35 bin sanatsevere kapılarını açtı. ...

Sosyal Sorumluluk Okulu Boğaziçi Üniversitesi'nde

Sosyal Sorumluluk Okulu, bu kez Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi'nde hayata geçti. Akşam Gazetesi'nin sosyal sorumluk yazarı Dr. Aylin Löle’nin koordinatörlüğünde ...

Pazartesi

TTNET HERKESE İNTERNETİ ÖĞRETTİ, BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'E GİRDİ


Telefonica ve Datawind gibi dünya devlerinin arasında ‘Herkes İçin İnternet’ projesiyle yer alan TTNET, Birleşmiş Milletler’in kuruluşu Business Call to Action'da (BCtA) örnek gösterilen 20 projeden biri oldu

Aylin LÖLE-NEW YORK
Birleşmiş Milletler’in kalbi New York 1. Cadde’de, TTNET’in ‘Herkes İçin İnternet’ projesi ‘sosyal kalkınmaya katkısı ve ticari başarısıyla dünyaya örnek gösterildi. Kalkınma odaklı ‘Herkes İçin İnternet’ projesiyle geçtiğimiz yıl Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşu BusinessCall to Action'a (BCtA) Türkiye’den kabul edilen ilk şirket olan TTNET’in projesi, BM tarafından 2014 yılının 20 örnek projesi arasına alındı. Projeye, global düzeyde yayınladığı raporunda da yer veren Business Call to Action, New York’ta düzenlediği BCtA Annual Forum’a TTNET’i konuşmacı olarak davet etti. Sadece 15 şirketin sunum yapmak üzere davet edildiği toplantıda konuşan TTNET Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı N. Mert Başar, ‘Herkes İçin İnternet’ projesini anlattı. Başar, “Kalkınmada öncelikli ve internet penetrasyonu düşük olan illerde, internete erişimi artırmak için özel bir iş modeli geliştirdik. Online eğitim platformumuz Vitamin’i de ücretsiz olarak kullanıma açarak bu iş modeline dâhil ettik. Böylelikle hem ürün ve hizmetlerimizi dar gelirli kişiler için erişilebilir hale getiren hem de internet kullanımını bilmeyenlere yüz yüze internet eğitimleri vererek daha fazla kişinin bilgiye erişmesini sağlayan bir projeye imza attık” diye konuştu.

3 YILDA 30 BİN KİŞİYE ULAŞACAK
Başar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kalkınmada öncelikli illerde yaptığımız çalışmalarla, uygun fiyata sunduğumuz paketlerle düşük gelirli aileler başta olmak üzere 250 bin kişi internet kullanmaya başladı. Projemizin bir hedefi de, kalkınmada öncelikli illerde internet okuryazarlığını artırmaktı. ‘İnternetle Hayat Kolay’ sosyal sorumluluk projemizle de, “Herkes İçin İnternet” projemize destek verdik ve 5 bin kişiye internet eğitimi verdik. Yıl sonu hedefimiz ise 12 bin kişiye ulaşmak. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği işbirliğiyle yürüttüğümüz ‘İnternetle Hayat Kolay’ projesiyle 3 yılda kalkınmada öncelikli 20 ilde, daha önce internetin sunduğu olanaklardan faydalanmamış 35 yaş üstü, çoğu kadın yaklaşık 30 bin kişiye internet öğretmeyi hedefliyoruz.”


İnsan dışkısından enerji üretti
en ucuz tabletle internet sattı
2008 yılında kurulan BCtA, Birleşmiş Milletler’in Binyıl Kalkınma Hedefleri’ne (MDGs) ulaşmak üzere, şirketleri ticari başarıyla birlikte kalkınma etkisi yaratacak iş modelleri geliştirmeleri için teşvik etmeyi amaçlıyor. İş modelinin hem uygulandığı ülkeye ekonomik ve sosyal kalkınma faydası hem de şirkete ticari bir fayda sağlaması bekleniyor. Coca-Cola, PepsiCo, Pfizer, Microsoft, IKEA, Thomson Reuters gibi uluslararası şirketlerin dâhil olduğu 94 üyesi bulunan BCtA ağına, Türkiye’den kabul edilen ilk şirket TTNET oldu. Dünyanın en ucuz tabletini sunan Hintli Datawind, Afrika’da insanlara temiz tuvalet hizmeti vererek topladığı dışkıları gübre ve enerjiye çeviren Sanergy, çalışan bireylere ve profesyonellere her zaman ve her yerde istedikleri tüm başlıca kredi kartlarına erişim hizmeti veren Pagpop ve mobil aplikasyonlar aracılığıyla sosyal sorunlara çözüm üreten fikirleri destekleyen m-initiative adlı projesiyle Telefonica panelde TTNET’le örnek gösterilen şirketler arasında yer aldı.

70 yaşında annem net’i öğrendi
kayınvalidem ise Instagram’a sardı
Türkiye’de internete erişimi olan hane sayısının yaklaşık 10 bin olduğunu, 10 milyon hane daha potansiyelin bulunduğunu belirten Başar, TTNET olarak pazarın yüzde 80’ini penetre ettiklerini söyledi. İçerik, internet ve tableti erişilebilir fiyatlarla sunmak için hazırlık yaptıklarını anlatan Başar, özellikle D gelir grubuna yönelik ayda 20-30 TL’lik fiyatlarla kampanya yapacaklarını söyledi. Herkes İçin İnternet projesinin yarattığı faydayı kendi çevresinden de gözlemlediğini belirten Başar, “70 yaşındaki annem interneti öğrendi. Yazlıktaki evde neden internet yok diye şikayet ediyor. Kayınvalidem ise Instagram’a merak sardı” diye konuştu.


Pazar

VİKO, 250 BİN ÇOCUĞA TİYATROYLA ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ ÖĞRETTİ

‘Aydınlık Bir Gelecek İçin’ enerji verimliliğini okul çağında öğretmek için yola çıkan VİKO’nun gezici ücretsiz çocuk tiyatrosu, 2020 yılına kadar 1 milyon çocuğa ulaşmayı hedefliyor…

Aylin LÖLE
Enerji verimliliğini ilkokul sırasında öğretti, çocuk tiyatrosu ile her gün İstanbul’un bir okulunu gezdi. VİKO’nun ilköğretim çağındaki öğrencilere enerji ve doğal kaynakların korunması, geri dönüşüm, elektrikli ev kazalarına karşı korunma konularında bilinç oluşturmak amacıyla ‘Aydınlık Bir Gelecek İçin’ projesi 2012 yılında hayat buldu. Proje kapsamında oluşturulan ücretsiz çocuk tiyatrosu ilköğretim okullarını gezerek, 250 bin çocuğa ulaştı. Projenin hedeflerini VİKO CEO’su Nusret Kayhan Apaydın, Akşam Ekonomi’ye anlattı.

Aydınlık Bir Gelecek İçin projesi nasıl hayata geçti?
İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile imzaladığımız protokol ile hayata geçirilen proje kapsamında öncelikle İstanbul’daki ilk ve ortaokullarda görev yapan bin 450 eğitimci için enerji yöneticisi eğitimleri verildi. Okullarda gerçekleştirilen proje uygulamalarının pekişmesi için farkındalık afişleri ve tüm elektrik anahtarlarına ‘Gereksizse Kapat, Geleceği Aydınlat’ uyarı yazısı asıldı. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün önemli desteği ile okullarımızda enerji verimliliği kulüplerinin kurulması sağlandı. Öğrencilerin projeye aktif katılımlarını ve eğlenirken öğrenmelerini sağlamak amacı ile oluşturduğumuz VİKO Çocuk Tiyatrosu ise projenin amacına erişimi ve kalıcılığı bakımından gerçekten çok başarılı bir süreci oluşturdu. Her yıl okullarda uygulanarak enerji verimliliği konusundaki sorumluluğun yerleşik bir bilinç haline gelmesini amaçlayan projemiz, İstanbul’daki ilk ve ortaokulların enerji tüketiminde belirgin bir azalma gerçekleşmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Her öğretim yılı sonunda ise projeye katılan okullar arasında düzenlediğimiz yarışma ile enerji verimliliği konusunda örnek uygulamalar gerçekleştiren okulların ödüllendirilmesini ve diğer okulların da özendirilmesini hedefliyoruz.

Proje kapsamında hedef öğrenci sayısı nedir?
Proje kapsamında oluşturulan VİKO Çocuk Tiyatrosu’nun sahnelediği, ana teması enerji verimliliği olan ‘Aydınlık Bir Gelecek’ isimli oyun, İstanbul’da her gün bir okulda öğrencilere ücretsiz olarak sahneleniyor. Yaklaşık iki buçuk yılda 250 bin ilkokul öğrencisine ulaşarak adeta bir rekora imza atan projemiz ile 2020 yılına kadar 1 milyon öğrenciye ulaşmış olmayı hedefliyoruz.

600 okul yarışmaya katıldı
Projemizin ödüllendirme sürecini oluşturan ve jüri üyeliğini çok değerli akademisyenlerin yaptığı “Enerji Verimliliğinde Yılın Örnek Okulları” ödül sürecine bugüne kadar yaklaşık 600 okul dahil oldu. Bu 600 okulun öğretmenleri ve özellikle de enerji verimliliği kulüplerinde yer alan öğrencileri düşünüldüğünde projenin çok geniş kitlelere yayılmış olmasını görmek bizim için gerçekten önemli bir gurur ve mutluluk sebebi. Bu yıl gerçekleştirdiğimiz ödül sürecinde dereceye giren bir okulumuzun öğrencilerinin, geri dönüşümlü kıyafetlerle gerçekleştirdiği defile gerçekten görülmeye değerdi.




AVEA'NIN 'SESLİ ADIMLAR'I, GÖRME ENGELLİLERE YOL GÖSTERECEK

Açıklama: https://mail.google.com/mail/u/0/images/cleardot.gif

Operatör bağımsız olarak tüm görme engellilere akıllı telefonlar üzerinden AVM’lerde sesli konum belirtme ve mağaza sorgulama hizmeti verecek olan ‘Sesli Adımlar’ projesini hayata geçiren Avea, dünyada bir ilke imza attı


Avea’nın teknolojik desteğiyle BoniBeacon ağı kullanılarak hayata geçirilen ‘Sesli Adımlar’ uygulamasıyla, görme engellilere ECE Türkiye tarafından yönetilmekte olan alışveriş merkezlerinde adım adım bulundukları nokta sesli olarak söylenecek. Dünyada bir ilk olan ‘Sesli Adımlar’ mobil uygulaması, ilk etapta ECE Türkiye bünyesindeki MetroCity Alışveriş Merkezi’nde hayata geçiyor. Görme engellilerin, alışveriş merkezlerinde özgürce dolaşmalarını sağlayan uygulamanın, önümüzdeki dönemde ECE Türkiye bünyesindeki diğer alışveriş merkezlerinde de uygulanması planlanıyor.
Operatör bağımsız olarak tüm görme engellilere akıllı telefonlar üzerinden sesli konum belirtme ve mağaza sorgulama hizmeti verecek olan ‘Sesli Adımlar’ın hastane, havaalanı, otel ve devlet binaları gibi kompleks yapılarda kullanılarak yaygınlaşması hedefleniyor. Projede amaç; görme engelli bireyleri daha bağımsız kılabilmek. Projenin detaylarını Avea Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Balcı, Akşam Ekonomi’ye anlattı.

Proje nasıl doğdu?
Amacımız, görme engelli arkadaşlarımızın özgür bir şekilde sosyal ve ekonomik hayata katılımlarını sağlayarak, daha özgür hissetmelerine destek olmak. Örneğin FEV ile (Fiziksel Engelliler Vakfı) Türkiye’nin en büyük engelli kariyer projesi olan “Özümüzle Üretiyoruz” projesi ile 9 yılda 3 bin 353 engellinin iş sahibi olmasına katkıda bulunduk. Bu sayı neredeyse Avea’nın toplam çalışan sayısına eşit. ‘Sesli Adımlar’ı da bu anlayışımızın bir sonucu olarak hayata geçirdik. Amacımız, görme engelli arkadaşlarımızın hayatın içerisinde daha özgür hale gelmelerine destek olmak. Şu anda aynı teknoloji ABD’de San Fransisco havaalanında görme engelli yolcular için sadece bir terminalinde pilot olarak uygulanıyor. Ancak AVM’lerde, dünyada ilk kez Türkiye’de kullanılıyor.

Sistem nasıl işleyecek?
Avea’nın teknolojik altyapısıyla, dünyada kendi alanında ilk defa Türkiye’de gerçekleştirilen ve operatör bağımsız olarak tüm görme engelliler tarafından kullanılabilen ‘Sesli Adımlar’ uygulaması, menzillerindeki akıllı cihazlarla radyo sinyalleri yoluyla konuşan kablosuz cihaz teknolojisi olan iBeacon’ları kullanılarak mobil uygulama üzerinden konum bulma ve mağaza sorgulama imkânı sağlıyor. Uygulama bu sayede görme engellilerin yardım almaksızın tek başlarına kolayca sosyalleşmelerini mümkün hale getiriyor.  

Sesli Adımlar, hangi AVM’lerde kullanılacak?
Avea’nın teknolojik desteğiyle kullanıma hazır hale gelen ‘Sesli Adımlar’,  BoniBeacon’larının kurulu olduğu MetroCity AVM’de, bulunulan noktayı belirtme, mekân sorgulama gibi özellikleriyle görme engellilerin alışveriş merkezlerinde daha rahat ve özgür dolaşabilmelerine imkân veriyor. AVM’lerde görme engellilerin akıllı telefonlarda kullanabildiği ilk konum bildirme uygulaması olma özelliğine sahip uygulama, MetroCity AVM’den sonra yine ECE Türkiye’nin yönettiği diğer AVM’ler olan İstanbul’daki Marmara Park, Maltepe Park, Neomarin ve Beylikdüzü Migros AVM; Eskişehir’de Espark, Ankara’da ANKAmall ve ACity, İzmir’de CarrefourSA Karşıyaka, Antalya’da TerraCity ve Antalya Migros AVM’de de çok yakında kullanılmaya başlanacak.
Şu anda IOS işletim sistemine sahip telefonlarda kullanılabilen uygulama, çok yakında Android işletim sistemine sahip akıllı telefonlarda da kullanılabilecek.

Projeyi önce görme
engelliler test etti
Teknolojiye sahip olsak da bu ilk adıma yapabileceklerimizin hepsini projeye eklemedik. Çünkü milyarda bir ihtimal bile olsa çıkabilecek her türlü aksiliği düşünmek gerekiyor. Biz bu yüzden Engelsiz Erişim Derneği ile çalıştık… Engelsiz Erişim Derneği’nden arkadaşlarımızın uygulama hakkındaki geri bildirimleri bize ışık tuttu.


Pazartesi

30 BİN KİŞİYE 'GÖNÜL'DEN İNTERNET OKURYAZARLIĞI ÖĞRETECEK

Gönüllü eğitmenlerle kalkınmada öncelikli illerde internet okuryazarlığı öğretmek için yola çıktı, yazılım ve kodlama eğitimi de vermeyi hedef koydu. TTNET’in 3 yılda 30 bin kişiye ulaşmayı öngördüğü projeye UNDP ve Habitat da destek veriyor

Aylin LÖLE
Torunla Skype’tan konuşmayı da hastane randevusu almayı da ücretsiz öğretiyor. TTNET, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği’nin desteğini yanına alarak “İnternetle Hayat Kolay” sosyal sorumluluk projesini kalkınmada öncelikli 20 ile yayarak genişletiyor. Proje kapsamında, 3 yılda daha önce internetin sunduğu olanaklardan faydalanmamış 35 yaş üstü, çoğu kadın yaklaşık 30 bin kişiye internet öğretilmesi hedefleniyor. 123 gönüllü gencin görev aldığı projede katılımcılara internetin güvenli kullanımı, e-posta kullanımı, e-devlet uygulamaları, görüntülü haberleşme, online bankacılık ve sosyal medyanın bilinçli kullanımı gibi konularda eğitimler verilecek. Şu ana 5 binden fazla kişinin eğitim aldığı programın hedeflerini TTNET Genel Müdürü Abdullah Orkun Kaya, Akşam Ekonomi’ye anlattı.

Uzun ve orta vadeli hedefler neler?
Proje kapsamında ilk yıl 12 bin, üç yılın sonunda da yaklaşık 30 bin kişiye ulaşmayı hedefliyoruz. Hedef kitle olarak 35 yaş üstü kadınlar diyerek aslında aileleri de hedefliyoruz. Bu eğitimler sayesinde dijital dünyanın kapılarını aralayan annelerin çocuklarına da eğitimin sonuçlarını aktaracaklarını düşünürsek projeden faydalanan kişi sayısının aslında belirlenen rakamların çok daha fazla üstünde olacağına inanıyoruz. Ayrıca uzun vadede eğitimlerin içeriğini de değiştirmeyi planlıyoruz, bilgisayar okuryazarlığı olarak başlayan ardından internet eğitimine dönüşen bu eğitimlerin önümüzdeki yıllarda kodlama ve yazılım eğitimleriyle tamamlanıp dijital inovasyon için gerekli yetkinliklerin oluşturulmasını hedefliyoruz.

Hangi illerde bu eğitimler verilecek?
Amasya Artvin, Bartın, Batman, Bayburt, Bingöl, Çanakkale, Çorum, Erzincan, Erzurum, Hakkari, Kahramanmaraş, Karaman, Manisa, Mardin, Mersin, Ordu, Şanlıurfa, Şırnak ve Yozgat illerinde 3 yılda yaklaşık 30 bin kişiye ulaşılacak.


Skype’tan torunla konuşup
Net’ten havale yapabiliyorlar
Katılımcılara internetin güvenli kullanımı, e-posta kullanımı, e-devlet uygulamaları tanıtımı, görüntülü haberleşme, online bankacılık ve sosyal medyanın bilinçli kullanımı gibi konularda 2 günlük eğitimlerin verildiği projede 123 gönüllü genç görev alıyor.

İnternetin temel ihtiyaçolduğunu gösteriyoruz
Araştırmaların bize gösterdiği ülkemizde interneti hiç kullanmamış ve ihtiyaç duymayan bir kesim var ve sayıları azımsanmayacak ölçüde. TÜİK’in açıkladığı en son araştırmanın verileri de bizim yaptırdığımız araştırmaları doğrular nitelikte. TÜİK verilerine göre Türkiye’de internet kullananların yüzde 70’i 16-26 yaş arasında iken 65 yaş üstünün oranı sadece yüzde 5. Kalkınmakta olan bir ülke olan Türkiye’nin deneyimli işgücünü oluşturan 35-44 yaş arası grubun ise sadece yarısı internet kullanıyor. İnternetle Hayat Kolay projesi burada devreye giriyor. Türkiye’de yaşayan 35 yaş üstü öncelikli kadınlara, internetin artık nasıl temel bir ihtiyaç olduğunu ve hayatlarının internetle nasıl kolaylaşacağını anlatarak birer internet kullanıcısı haline getirmek ve ülke kalkınmasına destek olmak amacıyla UNDP ve Habitat ile birlikte yola çıktık.


GENÇLER DARÜŞŞAFAKA DOĞUŞ İLE ARTIK 'OYUNDA KAL'ACAKLAR


Darüşşafaka Doğuş ile gençler ‘Oyunda Kal’acak, kötü alışkanlıklardan uzak duracak. Proje kapsamında 4 ayda 5 bin çocuğa ulaşıldı, yeni hedef ise hasar gören basketbol sahalarının onarılması…
Aylin LÖLE
Çocukların ve gençlerin basketbolla dolu bir dünyaya merhaba demeleri için 2014 Ocak ayında ‘Oyunda Kal’ platformunu hayata geçirdi, 4 ayda 5 bin çocuğa ulaştı. Darüşşafaka Doğuş'un gençleri basketbola yönlendirerek kötü alışkanlıklardan uzak tutmayı amaçlayan "Oyunda Kal" projesi kapsamında sadece gençlere basketbol sevdirilmeyecek aynı zamanda basketbol sahaları da onarılacak. Darüşşafaka Doğuş Basketbol Yöneticisi İbrahim Kutluay, “Önümüzdeki günlerde mahallelerde hasar gören basketbol sahalarının onarılması için başlatacağımız çalışmalarımıza ağırlık verecek, Aile ve Sosyal Politikalar Genel Müdürlüğü’yle olası işbirliklerimiz üzerinde duracağız. Ayrıca uluslararası işbirlikleri üzerine de çalışmalarımızı sürdürmekteyiz” dedi. Kutluay, Akşam Ekonomi’nin sorularını yanıtladı.

Oyunda Kal projesinin kapsamından bahseder misiniz?
Projemizin çıkış noktası; çocuklarımızın ve gençlerimizin sporu sevmeleri, sporu bir hayat tarzı olarak benimsemeleriydi. Oyunda Kal Platformu, çocuklara ve gençlere sporu basketbol aracılığıyla sevdirmeyi, onları hedef koymaya ve oyunda kalmaya yöneltmeyi amaçlıyor. Era Research’ün platformumuz için gerçekleştirdiği araştırmada 9-18 yaş arası çocuk ve gençlerimizle görüşerek üstümüze düşenleri belirlediğimiz bir dönemdeyiz. Bunun dışında Forum AVM’lerde gerçekleştirdiğimiz etkinliklerimiz sonucu seçilen gençlerimizi bir hafta boyunca İstanbul’da Darüşşafaka Doğuş Yaz Kampı’nda ağırladık. İstanbul’daki basketbol sahalarını onarıyoruz. İlk etapta İstanbul’da 10 saha seçtik ama seçenekleri artıracağız. Uzun vadedeki hedefimiz ise gençlerimizin hayatına basketbolu ve spor sevgisini sokabilmek. Nisan-Temmuz ayları arası gerçekleştirdiğimiz  etkinliklerle 9 ilde 5 bin çocuğa ulaştık.

Yenilenmesi öngörülen basketbol sahası sayısı nedir?
İlk etapta İstanbul’da 10 saha ile başlıyoruz ama tabii ki bu sayıyı mümkün olduğunca artırmayı ve Türkiye çapına yaymayı hedefliyoruz. Bu arada sosyal medyada da bizlere onarılacak durumdaki sahalarının fotoğraflarını çekip gönderen tüm talepleri de değerlendiriyoruz.

Projenin sürdürülebilir
olması için çalışıyoruz
8 ay gibi kısa bir süre zarfında marş, TV programı, reklam, 9 ilde roadshow, yaz kampı ve saha onarımının yanı sıra Türkiye’de ve dünyada yan yana yürümek istediğimiz  bakanlık ve kurumlarla işbirliği çalışmaları için görüşmeler başlattık. Bu kadar kısa zamanda bu kadar çok başarmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz, kimi zaman diğer işlerimizle beraber bu yoğunlukta atlamaktan korktuğumuz detaylar oluyor ama şimdiye kadar tüm süreçler planladığımız gibi gitti. Bundan böyle de projemizin başarılı ve sürdürülebilirolması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.



Salı

24 ÜLKEDEN BİLİM İNSANINA, GİRİŞİMCİLİĞİ 'BIOCAMP'TE ÖĞRETTİ

Dünyanın biyoteknoloji alanındaki en başarılı lisansüstü öğrencilerini biraraya getiriyor, onları inovasyon ve girişimcilikle tanıştırıyor. Bu yıl 24 ülkeden 70 öğrencinin buluştuğu Novartis BioCamp’te Türkiye’den de 2 doktora öğrencisi yer aldı

Aylin Löle-BASEL
Novartis, her yıl biyoteknoloji alanında yetenek ve birikimini artırmayı hedefleyen başarılı yüksek lisans ve doktora öğrencileri için Uluslararası Biyoteknoloji Liderlik Kampı’nı (BioCamp) düzenliyor. BioCamp’ın 2004 yılında ilk kez düzenlenmesinden bu yana Novartis 600’den fazla en başarılı lisansüstü öğrenciyi inovasyon ve girişimcilikle tanıştırdı. Novartis Türkiye’nin de destek verdiği bu uluslararası etkinlikte bu yıl Türkiye’den 2 doktora öğrencisi de yer aldı. Novartis Türkiye Başkanı Güldem Berkman, Akşam Ekonomi’nin sorularını yanıtladı…

BioCamp fikri nasıl doğdu?
10 yıl önce ilk defa Tayvan’da düzenlenen BioCamp, gittikçe gelişerek dünyanın her yanından bilim ve işletme öğrencilerinin rekabetin son derece çetin olduğu bir iş çevresinde öğrenmek, fikir alışverişinde bulunmak ve birlikte çalışmak için bir araya geldikleri uluslararası bir platform haline geldi. Daha önce Tokyo, Hong Kong ve Massachusetts Cambridge kentlerinin ev sahipliği yaptığı BioCamp etkinliği bu yıl beşinci kez İsviçre’nin Basel kentinde düzenlendi. BioCamp’ın 2004 yılında ilk kez düzenlenmesinden bu yana Novartis 600’den fazla en başarılı lisansüstü öğrenciyi yaşam bilimleri ve girişimcilikle tanıştırdı.
BioCamp’te öğrencilere nasıl bir ortam sunuluyor?
Novartis’in sağlık endüstrisinde yenilik üretme çabalarına ve inovasyona odaklanılan BioCamp’te öğrenciler, Novartis yetkilileri ile fikir alışverişi yapma fırsatı bulurken, biyoteknoloji ve yaşam bilimleri sektörlerindeki yenilikler ve zorluklar konusunda bilgi alıyor ve bir biyoteknoloji firmasının nasıl kurulacağı ve işletileceğine ilişkin deneyim elde ediyor. Öğrenciler ayrıca firmanın ilaç geliştirme yaklaşımına yön veren bilim adamları ve yöneticilerle görüşerek hastaların karşılanmayan tıbbi ihtiyaçlarına yanıt veren yeni ilaçlar hakkında detaylı bilgi edinirken, bilim ve yenilik üretme sürecini keşfetme fırsatı buluyor.

Bu yıl programda kaç öğrenci yer aldı?
Bu yıl 24-27 Ağustos tarihlerinde düzenlenen BioCamp’e Türkiye’nin de içinde bulunduğu 24 ülkenin önde gelen üniversitelerinden seçilen 70 öğrenci katıldı. Biyoteknoloji ve iş uzmanlarını bir araya getiren ve üç günlük bir seminer programından oluşan kamp, İsviçre’nin Basel kentinde bulunan en son teknolojiye sahip Novartis global genel merkezinde düzenlendi. Kamp, kapsamında öğrenciler Novartis CEO’su Joseph Jimenez, Novartis Biyomedikal Araştırmalar Enstitüsü (NIBR) Dönüşümsel Tıp Direktörü Ronenn Roubenoff, Alcon Ar-Ge Departmanı’ndan Franck Leveiller ile Nörolojik Görüntüleme Araştırma Laboratuvarı Direktör Yardımcısı ve Lozan Üniversitesi İnsan Beyni Projesi Tıbbi Bilişim Platformu Eş Başkanı Dr. Ferath Kherif ile bir araya gelme fırsatı buldular.



Seçil ve Seda, BioCamp’te
Türkiye’yi temsil ettiler
Bu yıl BioCamp’e Türkiye’yi temsilen, Hacettepe Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Teknoloji Bölümü araştırma görevlisi Seçil Toktaş (29) ile yine Hacettepe Üniversitesi Farmasötik Teknoloji Bölümü’nde doktora öğrencisi ve araştırma görevlisi olan Selin Seda Doğan (26) katıldı. BioCamp’in kendileri için ufuk açıcı bir fırsat olduğunu dile getiren Seçil Toktaş ve Selin Seda Doğan, bilimsel araştırmacı kimliklerinin yanı sıra biyoteknolojiye girişimcilik penceresinden de bakmayı öğrendikleri bu etkinlikte yer aldıkları için mutlu olduklarını belirttiler. BioCamp sürecinde en başarılı proje grubunda bu yıl bir Türk de yer aldı. Selin Seda Doğan, BioCamp’te seçilen en başarılı grubun üyelerinden biri oldu.



STEVIE'DEN KEDS ACADEMY'E 4 ÖDÜL!


Limak- Çalık Ortaklığı ile Kosova’da elektrik dağıtım faaliyetlerini yürüten Kosova Elektrik Dağıtım Şirketi (KEDS) ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliğiyle hayata geçirilen KEDSAkademi, iş dünyasının küresel ölçekteki en büyük ve en itibarlı ödüllerinden biri olan Stevie İş Ödülleri 2014'te ödülleri topladı. Dr. AYLİN LÖLE tarafından geliştirilen proje, Avrupa’da yılın sosyal sorumluluk projesi, yılın insan kaynakları projesi, yılın halkla ilişkiler programı ve yılın yöneticisi dallarında toplam üç gümüş ve bir bronz Stevie ödülünün sahibi KEDS oldu.

Dünyanın en başarılı kurumlarını ödüllendirmek amacıyla hayata geçirilen ve bu yıl 11’nci kez verilen Stevie Uluslararası İş Ödülleri’nde kazananlar açıklandı. Türkiye’de enerji konusundaki uzmanlıklarını Kosova’ya taşıyan Limak ve Çalık, ülkedeki genç işsizliğine çözüm sunmayı amaçladıkları KEDS Akademi ile dört ödül birden kazandı. KEDS Akademi, toplamda üç gümüş, bir bronz ödülle dünyanın en saygın ödül organizasyonlarından Stevie Uluslararası İş Ödülleri’nde büyük bir başarı sergiledi.
Kosova’da Mayıs 2013’ten itibaren elektrik dağıtım faaliyetlerini yürüten KEDS bünyesinde, Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi iş birliğiyle hayata geçirilen KEDS Akademi, Kosovalı gençlere istihdam sağlamak üzere faaliyet gösteriyor. KEDS Akademi, Stevie Uluslararası İş Ödülleri’nde dört ödül kazanmanın yanında Kosova’ya uluslararası ödül getiren ilk program oldu.
2014 Stevie Uluslararası İş Ödülleri’nde enerji alanında Yılın Yöneticisi dalında gümüş ödüle KEDS İcra Kurulu Üyesi Mesut Serhat Dinç layık bulundu. Yılın İnsan Kaynakları Takımı dalında Gümüş Stevie, Yılın Halkla İlişkiler Programı dalında Gümüş Stevie ve Avrupa’da Yılın Kurumsal Sosyal Sorumluluk Programı dalında Bronz Stevie Ödülü KEDS’in oldu.

Kosova’nın genç işsizliğine çare olacak sosyal yatırım
İşsizlik oranının %30’a yaklaştığı Kosova ekonomisi için büyük önem taşıyan istihdam sorununu çözmeyi hedefleyen KEDS Akademi; Kosova Elektrik Dağıtım Şirketi (KEDS), Kosova Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi ve Priştina Üniversitesi iş birliğiyle Kosova’da eğitim alanında önemli bir sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirildi. Kosova ve Türkiye arasında akademik bilgi alışverişi için bir platform görevi üstlenen proje, Dr. Aylin Löle tarafından geliştirildi. KEDS Akademi, 6 ay sürecek ücretsiz programlarla enerji ve elektrik sektörüne nitelikli eleman kazandırmayı ve Kosova’daki genç işsizliğine çözüm bulmayı hedefliyor. Elektrik mühendisliği öğrencilerini ve teknik liselerde ilgili bölümlerde öğrenim gören öğrencileri, enerji sektöründeki kariyerlerine hazırlamayı amaçlayan proje, 1 Şubat 2014’te başladı ve ilk yılında 50 öğrenciyi mezun etti.
Programı başarıyla tamamlayan Kosovalı gençler, Boğaziçi Üniversitesi sertifikasıyla birlikte İngiltere’nin en büyük akreditasyon kurumu olan Edexcel tarafından da sertifika aldılar. Ardından KEDS’te 6 ay staj yapma imkanının yanı sıra şirkette çalışma şansına da sahip oldular. KEDS Akademi, yeni eğitim döneminde ikinci yılına başlayacak.

HENKEL ÇALIŞANLARI 50 PROJEYE 'GÖNÜL'DEN DESTEK OLDU


Henkel’in gönüllüleri kolları sıvadı, eğitimden spora çevreden sağlığa 10 yılda 50 projeye imza attı. Kurumsal Gönüllülük Programı’nda Henkel’in sadece çalışanları değil emeklileri de elini taşın altına koyuyor…


Aylin LÖLE
Kurumsal Gönüllülük Programı’nda 10 yılı geride bıraktı, 50 projeye ‘gönüllü’ oldular. Henkelçalışanlarından oluşan gönüllüler 10 yılda eğitim, bilim, spor, sağlık, kültür-sanat ve çevre koruma gibi alanlarda birçok yardım projesinin gerçekleştirilmesinde aktif rol aldı. Henkel, bugüne dek kurumsal ve ürün markaları ile yaptığı sosyal sorumluluk çalışmalarından bağımsız olarak sadece Kurumsal Gönüllülük Programı kapsamında Türkiye’de tam 50 projeye destek verdi. Bu projeler ile yapılan çalışmalardan 15 bin kişi yararlandı. Türk Henkel Kurumsal İletişim Müdürü Hande Ardane, Akşam Ekonomi’nin sorularını yanıtladı.

Gönüllülük Programı’nın odak alanları neler?
Kurumsal Gönüllülük Programı Henkel’in sosyal sorumluluk programı içinde çok önemli bir yer tutuyor. Bu program sayesinde, çalışanlar ve emekliler tarafından teklif edilen ve aktif bir şekilde yönetilen toplumsal gelişim projelerine gönüllü olarak sosyal katılım destekleniyor.  Bu destek “projeye finansal yardım”, “ürün yardımı” ve “ücretli izin” şeklinde yapılıyor. Henkel, Kurumsal Gönüllülük Programı kapsamında sosyal ihtiyaçlar, eğitim, bilim, spor, sağlık, kültür-sanat ve çevre koruma alanlarındaki projelere destek veriyor. Bu projelerin her biri, toplumsal sorunların çözümüne katkıda bulunuyor. Ancak projelerin küçük ya da büyük ölçekli olmasından daha da önemli olan, Henkel çalışanlarının ve emeklilerinin bu projelerdeki gönüllü katılımı ve emeğidir.

Projelerden örnekler verebilir misiniz?
Sokakta çalışan çocuklar için meslek atölyeleri kurmak, ihtiyacı olan hastanelere kuvöz bağışı, engelli çocuklara yelken eğitiminin sağlanması, okul öncesi eğitime destek verilmesi, okulların bilgisayar, projeksiyon, tiyatro salonu vb. ihtiyaçlarının karşılanması, kimsesiz çocuklar için hobi bahçesi kurulması, kütüphane kurulması vb. pek çok projeyi sayabiliriz.Tüm bu projelerde, çalışanlar ve emekliler projelerin temel taşını oluşturuyor. Çalışanlar projelerin seçim, planlama ve organizasyonundan uygulanmasına kadar her aşamasında yer alıyor. Kurumsal Gönüllülük Programı’nın Türkiye’de kesintisiz ve düzenli bir şekilde 10 yıldır başarı ile uygulanıyor olması ve Türkiye çalışanlarının projelerde gönüllü yer almak konusundaki istekleri yurt dışından da çok takdir görüyor.


Tepe yöneticileri de boya yaptı
kanserli çocuklara umut oldu

Gönüllülük projelerinden birini, Henkel’in Türkiye ile Orta Doğu ve Afrika bölgesindeki en üst düzeydeki yöneticilerini bir araya getirerek yaptık. Yabancı yöneticiler, boğazda yemek verilmesi gibi alışılagelmiş bir organizasyon yerine gönüllülük projesinde buluşturuldular. Henkel bu projede, maddi sorunları nedeniyle tedavi süreci aksayan çocuklara destek vermek için kurulan Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’na (KAÇUV) destek vererek, kanser tedavisi gören çocuklar ve aileleri için yapılan aile evinin bahçesinin düzenlenmesini üstlendi. Türkiye’nin yanı sıra Orta Doğu ve Afrika bölgesindeki farklı ülkelerden gelen, içlerinde birçok ülkenin genel müdürünün de bulunduğu, 17 üst düzey Henkel yöneticisi ünvan ve mevkilerine bakılmaksızın bizzat kolları sıvayarak çalıştı. İmkanı olmayan hasta çocuklar ve aileleri için yapılan aile evinin eksiklerini tamamladı. Bahçeyi mimari açıdan yeniledi. Yöneticilerden biri binanın bahçesini boyarken, bir diğeri duvarlara resim yaptı, biri kitaplıkları monte ederken, biri bahçe çimlerini ve çiçekleri ekti ve işler tamamlandığında aile evi komple yenilenmişti. Orta Doğu ve Afrika bölgelerinden gelen üst düzey yöneticilerin, bizzat kendi emekleriyle bu katkıyı sağlamaları bizim için çok değerli. Bu çalışma, kurumsal gönüllülük konusunda Türkiye çalışanlarına da örnek teşkil etti.




'SARI BİSİKLET'İN PEDALLARINI SAĞLIK İÇİN ÇEVİRECEKLER

İlköğretim öğrencilerinden ev hanımları ve üniversitelilere kadar ETİ herkesi ‘Sarı Bisiklet’le buluşturacak. “Sağlık için Hareket, Hareket için Bisiklet’ diyen proje kapsamında 20 bine yakın ilköğretim öğrencisine güvenli bisiklet sürüş eğitimi verilecek

Aylin LÖLE
ETİ ve Aktif Yaşam Derneği, bisiklet kullanımını teşvik ederek, Türkiye’de hareketli yaşama öncülük etmek amacıyla ‘Sarı Bisiklet Projesi’ni başlattı. Proje kapsamında 3 yılda 20 bine yakın ilköğretim öğrencisine güvenli sürüş eğitimi verilecek, üniversite kampüslerinde 25 bin öğrenci bisikletleri ücretsiz kiralayabilecek. ETİ Gıda İcra Kurulu Başkanı Hakan Polatoğlu, “Sarı Bisiklet projesiyle toplumun farkındalığını artırarak, insanları ‘daha hareketli’ bir yaşama teşvik etmeyi ve daha sağlıklı bir neslin yetişmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Buradan hareketle projemizin sloganını da ‘Sağlık İçin Hareket, Hareket için Bisiklet’ olarak belirledik” dedi. Projenin detaylarını Polatoğlu Akşam Ekonomi’ye anlattı…

Bu yıl Eskişehir'den start alan proje, kaç kişiye ulaşacak?
Nisan ayı itibarıyla Eskişehir’de başlayan ETİ Sarı Bisiklet Projesi kapsamında gerçekleştirilen ilkokul eğitimleri, semt pazarı etkinlikleri, kampus içi etkinlikler ve Mobil Tamir Aracı ile birlikte proje tüm hızıyla devam ediyor. Proje 3 yıl boyunca devam edecek her yıl farklı bir ile gidecek. Proje süresince 3 yılda 20 bine yakın ilköğretim öğrencisine güvenli bisiklet sürüş eğitimi verilecek. Proje boyunca 3 yılda ‘Mobil Tamir Aracı’ sayesinde, atıl durumda olan yaklaşık 10 bin bisiklet hayata kazandırılacak.

Proje ile üniversite kampüslerini ücretsiz bisikletle de buluşturacaksınız öyle değil mi?
Sarı Bisiklet, gittiği her ilde belirlenecek üniversitelerde, gençler için kampüs içi ücretsiz bisiklet kullanım fırsatı sağlayacak. Proje kapsamında kampüslere kurduğumuz stantlardaki ücretsiz kiralanabilen bisikletlerle, üniversitelilerin bisiklete binerek hem spor yapmaları hem de kampüs içi ulaşımlarını sağlıklı ve eğlenceli kılmayı hedefliyoruz. İlk olarak Mayıs ayında Osmangazi Üniversitesi’nde hayata geçen uygulama, Eylül ayında Osmangazi Üniversitesi ile birlikte Anadolu Üniversitesi’nde de öğrencilerle buluşacak. Üniversite öğrencileri ücretsiz kiralayabildikleri ‘sarı bisikletlerle’ hem kampüs içindeki ulaşımlarını kolaylaştırıyor hem de spor yaparak ‘daha hareketli’ hale geliyorlar. Bu uygulamamız ile 3 yılın sonunda 25 bin üniversite öğrencisine ulaşmayı hedefliyoruz.


Ev hanımları 3 tekerlekli
bisikletle pazara gidecek
Üç tekerlekli bisikletlerle kadınların hem hareket edebileceği hem de günlük hayatlarına bisikletin faydalarını entegre edebilecekleri bir kurgu oluşturduk. Bisiklete binmeyi çok iyi bilmeyenlerin bile rahatça kullanabilecekleri üç tekerlekli bisikletlerle, kadınlar alışveriş poşetlerini elde taşımak yerine bisiklet sepetine koyarak evlerine bisikletle gidebilecek. Eskişehir Ertuğrulgazi semt pazarında gerçekleştirdiğimiz uygulamada aldığımız tepkiler çok olumlu oldu. Hem sağlıklı hem de bisiklete binmeyi eğlenceli hale getiren semt pazarı etkinliğimize, bu hafta itibariyle başladık. Ayrıca semt pazarlarında kadınlarımızın alışverişe bisiklet ile gitmelerini özendirmek amacı ile üç tekerlekli sarı bisikleti ile pazar alışverişine giden gönüllü “rol model” ev hanımlarımız var. Rol modellerimiz, projemizin gönüllü destekleyicileri olarak mahallelerinde, çevrelerinde bisiklete binmek isteyen hanımlara örnek oluyorlar.  






TJK, PONY CLUB'LA 10 İLİ ZİYARET ETTİ, 6.650 ÇOCUĞA ULAŞTI



Afyon’dan Konya’ya Denizli’den Çanakkale’ye Pony’lerle şehirleri dolaşan Türkiye JokeyKulübü (TJK), bir ayda 10 ile ulaştı. Canlı hayvanlarla yapılan ilk roadshow projesine imza atan ve 25 ile ulaşmayı hedefleyen TJK’ya diğer illerden de talep yağıyor…

Aylin LÖLE
Çocuklara at sevgisini aşılamak için Pony Club Şehrinize Geliyor projesine start veren Türkiye Jokey Kulübü, 10 ilde 6 bin 650 çocuğa ulaştı. T.C Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın desteğiyle yaklaşık bir ay önce başlayan projede hedefin 25 ile ulaşmak olduğunu belirten Türkiye Jokey Kulübü (TJK) Yönetim Kurulu Başkanı Serdal Adalı, “‘Pony Club Şehrinize Geliyor’ canlı hayvanlarla yapılan ilk roadshow projesi. Bu sebeple proje süresince önceliğimiz Pony’lerin sağlığı oldu. Gidilen şehirlerde veteriner hekimler tarafından düzenli olarak sağlık kontrolleri yapıldı” diyor. Adalı, projenin detaylarını Akşam Ekonomi’ye anlattı…

Proje nasıl doğdu?
‘At sevgisinin küçük yaşlarda edinilmesi’ Türkiye Jokey Kulübü’nün misyonları arasında yer alıyor. Bundan birkaç ay evvel beni ziyarete gelen sizler gibi basından bir dostumun önerisiyle bu projeye başladık. Her ne kadar proje bizi heyecanlandırsa da sonuçları konusunda çok da emin değildik. Ancak, Pony’leri çocuklarla buluşturduğumuz an ne kadar doğru bir iş yaptığımızı bir kez daha gördük. Onların yüzündeki gülümseme ve Pony’lerle kurdukları iletişim bizi çok mutlu etti. Atın ruh ve beden sağlığına katkısı yüzyıllardır bilenen bir gerçek ve at duygusal olarak insana en yakın hayvan diyebiliriz. Bu nedenle çocukların ruhsal ve bedensel gelişimine önemli katkılar sağladığını söyleyebiliriz.

Hangi iller ziyaret edildi, proje kapsamında?
Bugüne kadar toplam 10 il ziyaret edildi. İstanbul’da yapılan lansmanın ardından Manisa Soma’ya hareket eden Pony Club Tırı, 3 gün Soma’da kaldı ve orada 980 çocuk Pony’lerle buluştu. Sonrasında ise Kuşadası, Bodrum, Denizli, Antalya, Konya, Afyon, Eskişehir, Çanakkale, Tekirdağ olmak üzere toplam 6 bin 650 çocuğa ulaşıldı. Belirlediğimiz illerin dışında farklı illerden çok sayıda talep aldık. Ağustos'un ilk haftası 2. Etaba başlamayı planlıyoruz. 2. etabı bitirdiğimizde toplamda 25 ili ziyaret etmiş olacağız. 

Rehabilitasyon merkezlerini
ücretsiz olarak ağırlıyor
Biz Türkiye Jokey Kulübü olarak hipodromumuzda özel eğitim kurumlarını ve rehabilitasyon merkezlerini ücretsiz olarak ağırlıyoruz. TJK bünyesinde çalışan At ve Pony iletişimi konusunda uzman Psikologumuz da çocukların rehabilitasyonun da kendilerine eşlik ediyor.  Ayrıca LÖSEV ve Göz Nurunu Koruma Vakfı işbirliği ile yapılan projeler ve Türkiye Jokey Kulübü, Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi’nde yapılan çalışmalarda var. 2010 yılından bu yana Türkiye Jokey Kulübü ve LÖSEV işbirliği ile kupalı koşular düzenleniyor. LÖSEV KUPA KOŞUSU adı altında yapılan bu etkinliklerde TJK olarak amacımız, toplumu bilinçlendirmek ve kansere karşı dikkat çekmek oldu.  2009 yılından bu yana ise Göz Nurunu Koruma Vakfı ile birlikte gerçekleştirdiğimiz kupalı koşu ve etkinliklerde vakfın amaçları doğrultusunda göz sağlığını dikkat çekmeyi hedefledik.  Türkiye Jokey Kulübü, Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi’nde 4-21yaş arası zihinsel ve bedensel engelli bireylere psikolog eşliğinde algı ve fiziksel fonksiyonların geliştirilmesi adına hipoterapi desteği veriliyor.


VODAFONE'DAN, ENGELSİZ YAŞAMA 3 MİLYON TL'LİK YATIRIM!


Yılda bin engelliye hizmet verme kapasitesine sahip olan Düşler Akademisi Kaş, Türkiye'nin en büyük engelsiz yaşam merkezi oldu. Türkiye Vodafone Vakfı’nın desteğiyle kapısını açan DüşlerAkademisi Kaş’a, Haziran’dan bu yana 150 engelli katıldı…

Aylin LÖLE
Türkiye Vodafone Vakfı, DüşlerAkademisi ile şimdi de Kaş’ta bir mucizeye imza atıyor. Engelli bireylerin hayata katılımını artırmak ve hayallerini gerçekleştirmelerine destek olmak amacıyla kurulan Düşler Akademisi Kaş Merkezi, 20 dönümlük arazi üzerinde kuruldu. Yılda bin engelliye hizmet verme kapasitesine sahip olan Düşler Akademisi Kaş, Türkiye'nin en büyük engelsiz yaşam merkezi oldu. Vodafone’un Türkiye’deki en büyük sosyal sorumluluk projelerinden biri olan Düşler Akademisi’ne bugüne kadar yaptığı yatırım ise 3 milyon TL’yi buldu. Projenin detaylarını Türkiye Vodafone Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Süel, Akşam Ekonomi’ye anlattı

Düşler Akademi Kaş projesi nasıl doğdu?
“Düşler Akademisi” projesi aracılığıyla 2008 yılından beri engelli bireylere verdiğimiz desteği Antalya’nın Kaş İlçesi’nde hayata geçirdiğimiz Düşler Akademisi Kaş merkezi ile devam ettirme kararı aldık.
Düşler Akademisi Kaş, Türkiye’nin engellilere yönelik en geniş kapsamlı yaşam alanı olarak 12 Haziran 2014’te hizmete açıldı. 20 dönümlük arazide 70 yıllık Çukurbağ İlkokulu binasının tarihsel ve doğal dokusu korunarak tasarlanan Düşler Akademisi Kaş Merkezi’nde yıl boyunca binlerce engelliye ücretsiz hizmet verilecek. Türkiye'nin her yerinden gönüllü katılımcı ve eğitimcilerin yönetiminde eğitim, sanat ve spor programlarının uygulandığı Düşler Akademisi Kaş’ın öncelikli amacı, engelli bireylerin sosyal entegrasyonunu sağlayarak yaşam kalitelerini kalıcı çözümlerle yükseltmek.

Burası ne kadara mal oldu?
Vodafone Türkiye Vakfı tarafından Düşler Akademisi projesine başından bu yana aktarılan hibe tutarı yaklaşık 3 milyon TL’dir. Düşler Akademisi Kaş özelinde de 631 bin TL'dir. Kaş Kaymakamlığı, Belediye ve ilçe milli eğitim müdürlüğü tesisin 10 yıllığına tahsis edilmesi ve programların uygulanmasında yerel yönetim olarak destek verdi. 

Bugüne kadar kaç kişi faydalandı?
Düşler Akademisi Ataşehir Merkezi ders programına 10 Haziran’da ara vererek Kaş’ta yaz sanat kampı konseptine geçiş yaptı. Düşler Akademisi Kaş’ta bir seferde ortalama 50-80 kişiyi ağırlayabiliyoruz.  Kamp konseptinde gelenler 1 hafta süre ile kalabiliyorlar. Ayrıca özellikle bölgede yaşayan engelli bireylere ve köyde yaşayan gençlere çok daha uzun soluklu hizmet ve destek verilebiliyor. Hazirandan bu yana merkeze yaklaşık 150 engelli katıldı. Hazirandan bu yana 1000’den fazla ziyaretçiyi ağırladık. Hedefimiz kısa dönemli hizmetler ve buluşmalar ile 2 bin fiili katılımcıya ulaşmak.

Dans dersleri revaçta
dalış ve yelken eğitimi var
Türkiye'nin her yerinden gönüllü katılımcı ve eğitimcilerin gelebildiği Düşler Akademisi Kaş’ta; sanat eğitimlerinin yanı sıra, spor ve rekreasyon alanlarında sunulan imkanlardan faydalanılabiliyor. Sanat alanında resim, müzik, dans, heykel ve tiyatro dersleri verilirken, sporda yelkenden, dalışa, tenisten, biniciliğe farklı alanlarda uzman gönüllüler ders veriyor. Rekreasyon olarak okuma günleri, takım oyunları, uçurtma ve bocci gibi aktiviteler yer alıyor. Eğitim alanında ise kişisel gelişim, işaret dili, yabancı dil, felsefe, sosyal girşimcilik, fotoğraf, kamera, senaryo ve bilimsel düşünce konularında dersler bulunuyor. Ayrıca, Çukurbağ Köyü’nde Akademi binasına 750 metre uzaklıkta 4 dönüm arazi üzerine Ekolojik Tarım Alanı kuruldu. Düşler Akademisi’ne ait tekne ile engelli erişimine uygun Setur Marina’da konumlanmış Engelsiz Su Sporları Merkezi’nde ise temel yelken eğitimleri, serbest dalış ve aletli dalış eğitimleri sertifikalı programlar olarak sunuluyor. Merkezde en beğenilen etkinlikler yüzme ve tekneyle denize açılmak oluyor. Gençler binicilik derslerini de çok seviyor. Elbetteki dans derslerimiz çok revaçta. Son olarak eklediğimiz yüksek parkur alanımız zor bir hedef olarak dikkat çekiyor. Bölgedeki köylerde yaşayan genç kızlardan oluşan voleybol takımımız da büyük ilgi görüyor.



DARÜŞŞAFAKA, SOMA'YA ÖZEL KONTENJAN AYIRDI!



Milli Eğitim Bakanlığı ve AFAD’la temasa geçerek Soma faciasında babasını kaybetmiş ve ilkokul 4. sınıfı tamamlamış 17 öğrenci olduğunu tespit eden Darüşşafaka, bu çocuklara özel bir kontenjan açtı. 17 öğrencinin ortaokul 1. sınıftan lise mezuniyetine kadar Darüşşafaka’daki eğitimleri için yaklaşık 5 milyon TL’lik bir bütçeye ihtiyaç var


Aylin LÖLE
151 yıllık tarihi ile Türkiye’nin en köklü kurumlarından biri olan Darüşşafaka, Soma’da da elini taşın altına koymaktan çekinmedi. Bu sene Soma’da babasını kaybetmiş çocuklar için özel bir kontenjan açan Darüşşafaka, 1939 yılındaki Erzincan Depremi’nde anne ve babasını kaybeden 83 çocuğa kapılarını açmış ve bu çocukların bütün eğitim giderlerini Türkiye İş Bankası üstlenmişti. 1973’te Kıbrıs Barış Harekâtı’nda şehit olan askerlerin çocuklarını da sınavsız olarak kabul eden Darüşşafaka, 2009 yılında ise Mardin’in Bilge Köyü’nde yaşanan katliamda babasını kaybeden 5 çocuğa kucak açmıştı. Darüşşafaka Cemiyeti’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı ise turizm sektörünün duayen isimlerinden M. Talha Çamaş yapıyor. Çamaş, Akşam Ekonomi’ye Soma projesini anlattı…

Soma'da yaşanan felaketin ardından o bölgeye özel bir çalışma yaptınız. Bu sene Soma için kontenjan ayırmak fikri nasıl doğdu?
Darüşşafaka Ailesi olarak Soma'da yaşanan kazanın vahim boyutu ortaya çıktığı andan itibaren yaraların sarılabilmesi için “eğitimde fırsat eşitliği” misyonumuz çerçevesinde üzerimize düşen görevi yerine getirmek için çalışıyoruz. Bu elim olayda babasını yitiren öğrencilerden Darüşşafaka'nın giriş koşullarını taşıyanlar için ek kontenjan oluşturmaya karar verdik. Bu bağlamda, Milli Eğitim Bakanlığı ve AFAD’la temasa geçerek Soma faciasında babasını kaybetmiş ve ilkokul 4. sınıfı tamamlamış 17 öğrenci olduğunu tespit ettik ve 2014-2015 eğitim ve öğretim yılında bu öğrenciler için her yıl aldığımız 120 öğrencinin dışında ayrı bir kontenjan oluşturmaya karar verdik. 12-13 Ağustos’ta Soma Öğretmen Evi'nde, Soma Kaymakamlığı'nın iş birliğiyle, bu 17 öğrencinin anne ve/veya öğretmenleriyle birlikte katılabilecekleri bir "Darüşşafaka Tanıtım Toplantısı" düzenleyeceğiz.

Soma kontenjanı için ne kadarlık bir bağış gerekiyor?
Eğitimde fırsat eşitliği sağlayacağımız 17 öğrencinin giderlerini karşılamak amacıyla Darüşşafaka Soma Bağış Fonu’nu oluşturduk. 17 öğrencinin ortaokul 1. sınıftan lise mezuniyetine kadar Darüşşafaka’daki eğitimleri için yaklaşık 5 milyon TL’lik bir bütçeye ihtiyaç duymaktayız. Soma faciasında babasını kaybeden ve Darüşşafaka’daki eğitimlerine bu yıl başlayacak 17 öğrencinin eğitimine destek olmak isteyen bireysel ve kurumsal destekçilerimiz, online bağış sayfamızdan “Soma Bağış Fonu” bağış türünü seçerek, banka hesap numaralarımıza “Soma Bağış Fonu” açıklamasıyla bağış yaparak veya diğer bağış kanallarımızı kullanarak desteklerini Cemiyetimize ulaştırabilirler.


İş Bankası desteğiyle
Anadolu açılımı yaptı
2008 yılından beri Cemiyetimizin en büyük kurumsal bağışçısı olan Türkiye İşBankası, 6. yılını geride bırakan “81 İlden 81 Öğrenci” projesi kapsamında, her yıl Darüşşafaka sınavını kazanan 81 öğrencinin Darüşşafaka’daki eğitimleri boyunca tüm giderlerini karşılıyor. Altı yılda 391 Darüşşafakalı öğrencinin giderleri Türkiye İş Bankası tarafından karşılandı. Projeden aldığımız güçle, koşullarımıza uyan daha fazla çocuğa ulaşarak, “Anadolu Açılımı”nı başlattık. Bugün Darüşşafaka’da okuyan öğrencilerin %51’i Anadolu’dan, %49’u İstanbul’dan geliyor. Ülkemizde eğitim alanında gerçekleştirilen en uzun soluklu ve kapsamlı sosyal sorumluluk projelerinden biri olma özelliğini taşıyan proje, okulumuzda öğrencilerimize sunulan akademik ve sosyal olanakları daha da zenginleştirdi. Ayrıca uzun vadeli planlar yapmamızı kolaylaştırdı. Örneğin bu projeden aldığımız güçle Darüşşafaka modelini İzmir'e taşımayı planlıyoruz. Öğrencilerimizi üniversite eğitimleri süresince de desteklemeyi öngören “81 İlden 81 Öğrenci” projesi, ilk öğrencilerinin üniversiteden mezun olacakları 14’üncü yılında 1.000’i aşkın öğrencimizin tüm giderlerini üstlenecek. Bu süre zarfında Türkiye İş Bankası, projeye 100 milyon doları aşan bir kaynak aktaracak.



İzmir’de de Darüşşafaka kurulacak
2013-2014 eğitim ve öğretim yılında Türkiye’nin 65 ilinden 945 öğrenci Darüşşafaka’da eğitim gördü. 23 Haziran’da 81 öğrencimizi mezun ederek üniversiteye uğurlamanın gururunu yaşadık. Eylül ayında ise 120 yeni öğrencimiz Darüşşafaka’daki eğitimlerine başlayacak. En büyük hedefimiz, şu an bine yakın olan Darüşşafaka’da okuyan öğrenci sayısını artırmak. İstanbul’da kampüsümüzü yeniden yapılandırarak büyümek ve başka illere de yayılmak istiyoruz. İzmir’de ikinci Darüşşafaka’yı kurmak için bir adım attık, umarım İzmirli hayırseverlerin desteğiyle İzmir’de Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nı hayata geçireceğiz.


Share

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites