Cuma

SÖYLEŞİ; COCA COLA TÜRKİYE BÖLGE BAŞKANI BURAK BAŞARIR


Reklam Tek Başına Sizi Sevdirmez, Sosyal Sorumluluk Aidiyeti Artırır...

Şirketlerin artık sadece kar ve cirolarının sorgulanmadığına dikkat çeken Coca-Cola İçecek Türkiye Bölge Başkanı Burak Başarır, “Sosyal sorumluluk projeleri, bireylerin sizi benimsemesine, size sempati duymasına ve sizi yararlı bir toplumsal unsur olarak algılamasına neden olur. Çalışanlar da sizin sadece kar-ciro güdüsüyle hareket eden bir firma olmadığınızı düşünerek size karşı farklı bir sadakat ve aidiyet hissederler” diye konuşuyor. Türkiye’de sosyal sorumluluk alanındaki farkındalığın giderek arttığını belirten Başarır, Coca-Cola İçeçek’in bu konudaki yol haritasını anlattı:

Coca-Cola İçecek Türkiye Bölge Başkanı Burak Başarır, “Gıda güvenliği, su kaynaklarının korunması, enerji tasarrufu gibi alanlara odaklanıyor ve bu alanlarda fark yaratabileceğimizi düşünüyoruz” diyor...
Bir sosyal sorumluluk projesi, kuruma ne gibi artı değerler katıyor, önce bunu yorumlayarak başlayalım... Kısa süre öncesine kadar şirketlerin performansları, finansal verilerle sorgulanırdı. Oysa artık şirketlerin sadece ne kadar kar ettiği ya da ne kadar ciro yaptığı sorgulanmıyor. Reklam vererek bilinirlik sağlayabilirsiniz ama reklam tek başına sizi topluma sevdirmez, benimsenmenizi sağlamaz. KSS projeleri, bireylerin sizi benimsemesine, size sempati duymasına ve sizi yararlı bir toplumsal unsur olarak algılamasına neden olur. Çalışanlar da sizin sadece kar-ciro güdüsüyle hareket eden bir firma olmadığınızı düşünerek size karşı farklı bir sadakat ve aidiyet hissederler. KSS projelerinin faydalarını kısa dönemli ölçümlemek sağlıklı olmaz. Ancak uzun vadede KSS projelerinin başarınıza etkisi tartışmasız.

İŞ DÜNYASI ÖĞRENME AŞAMASINDA 
Yurt dışındaki sosyal sorumluluk projeleriyle Türkiye’dekileri karşılaştırmanızı istersem, ortaya çıkan tabloyu nasıl değerlendirirsiniz?
Bu alandaki farkındalık giderek artıyor, herkes kendi prensipleri doğrultusunda stratejiler belirleyip bazı projeler gerçekleştiriyor. Bunların bir kısmı çok değerli ve faydalı, bir kısmının belki de içi boş. Fakat bu doğal bir süreç, henüz iş dünyası öğrenme aşamasında. Uzun dönemde iyi ve sürdürülebilir projeler ayakta kalacak. Global bir şirket olmanın sosyal sorumluluk projelerine artı veya eksileri var mıdır? Buradaki en önemli nokta kuşkusuz küresel değerlerin, yerel gereksinimlerin ve bizim kapasitemizin uyumlu olması. Biz sistem olarak en iyi bildiğimiz alanlara odaklanmak istiyoruz. Örneğin, baktığınız zaman kanser de çok ciddi bir toplumsal sorundur fakat bizim uzmanlık alanımızın dışındadır dolayısıyla kanserle ilgili toplumsal projeleri o alanı en iyi bilenlere bırakıyoruz. Biz gıda güvenliği, su kaynaklarının korunması, enerji tasarrufu gibi alanlara odaklanıyor ve en büyük faydayı bu alanlarda yaratabileceğimizi düşünüyoruz.

HAREKET NOKTAMIZ: YAŞAMA DEĞER KATMAK 
Peki Coca-Cola İçecek’in bu konuya bakışı nasıl?
Şirketlerin uzun dönemdeki başarısı çevrenin ve toplumun sürdürülebilirliği ile bağlantılıdır. Hem şirketlerin, hem toplumun hem de çevrenin kazandığı bir geleceğin yolu da, yenilikçi ve çevreci bir iş modelinin kurulmasından geçiyor. Yenilikçi ve çevreci iş modelimiz Coca-Cola İçecek’in (CCİ) tüm operasyonlarının temelinde yer alıyor. Tüm çalışanlarımızla “yaşama değer katmak” noktasından hareket ediyoruz. Daha çok üretirken daha az tüketmek; çevresel etkileri en aza indirerek sürdürülebilir bir üretim süreci yakalamak temel prensiplerimiz arasında… Küresel Coca-Cola sisteminin bir parçası olarak sistemin ve yaşadığımız toplumun değerlerine uygun projeleri yaşama geçiriyoruz. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik bizim için çok önemli. Artık şirketlerden sadece finansal performanslarını değil, faaliyetlerinden kaynaklanan tüm çevresel ve toplumsal etkilerini de şeffaf bir şekilde açıklamaları bekleniyor.

Sosyal sorumluluğun odağında ne var?
Bizim sosyal sorumluluk stratejimizin odağındaki prensip sürdürülebilirlik. Yani gerçekleştireceğimiz proje, sürdürülebilirlik kavramını desteklemek durumunda. Öncelikle bir sosyal sorumluluk projesinin sürdürülebilirliği, taraflara fayda sağlamasıyla mümkündür. Sadece tek taraflı fayda sağlayan projelerin sürdürülebilirliği yoktur. Proje, değişen gündelik koşulları dikkate almak ve toplumsal dinamiklere uyum sağlamak zorundadır. Projenin, hedef kitlesi, yani toplum tarafından benimsenmesi de sürdürülebilir olmasını sağlar.

TÜRKİYE’DE BİR İLKİZ 
Nelere imza attınız, biraz da onlardan bahsedelim...
Bu kapsamda biz Türkiye’de bir ilke imza atarak Sürdürülebilirlik raporlamasının altın standardı olarak kabul edilen GRI (Global Reporting Initiative) ilkelerine göre Türkiye’nin ilk KSS raporunu hazırladık. Bununla, AccountAbility 2008 Değerlendirmesi’nde Türkiye’nin hesap verilebilirlikte bir numaralı şirketi olduk. Geçtiğimiz sene sürdürülebilirlik raporlaması alandaki çalışmalarımızın çıtasını yükselterek, yine ülkemizde bir ilke imza attık; raporlama seviyemizi B sınıfına yükselttik, yanı sıra Ürdün ve Kazakistan’daki faaliyetlerimizi de rapor kapsamına dahil ettik. Coca-Cola İçecek’te kurumsal sosyal sorumluluk stratejimizi kilit paydaşlarının beklentileri ve kaygıları doğrultusunda oluşturuyoruz. Bu kapsamda kurumsal sosyal sorumluluk stratejimizi 4 ana alana odaklıyoruz; ürün sorumluluğu ve sorumlu pazarlama, adil ve güvenli işyeri, çevreci operasyonlar ve topluma katkı.

ÇALIŞANLARIMIZIN ÖNERİSİ KIYMETLİ 
Mucit Yarışması da buradan hareketle mi doğdu?
CCİ Mucit Yarışması diye bir uygulamamız var. Her CCİ çalışanının önerisi bizim için kıymetli. Onlardan gelen önerilerle ve geliştirdikleri projelerle bugün Coca-Cola’yı en çevreci şekilde üreten ülke Türkiye. Mucit Yarışması için çalışanlarımızın 2009 yılında oluşturduğu 211 inovasyon ve replikasyon projesiyle toplamda 4 milyon TL yıllık kazanç ve yaklaşık 750.000 KW enerji tasarrufu sağlandık. Böylece 270 evin 1 yıllık elektrik ihtiyacı kadar enerji tasarrufu elde ettik. Türkiye’deki üretim tesislerinin karbon salınım oranlarını açıklayan ilk firma olarak su, enerji kullanımı ve katı atık oranlarını dünya ortalamasının altına çektik. Hayata geçirdiğimiz projelerle enerji tüketimimizi de ürün başına 0,233 Mj/L’ye çektik. Coca-Cola Sistemi ortalaması bu rakamın iki katı olan 0,45 Mj/L seviyelerinde... PET şişirme operasyonunda tüm dünyada ortalama 35-40 bar basınç uygulanırken İzmir Kemalpaşa fabrikasında bu rakamı 17 bara kadar düşürerek dünya çapında bir başarıya imza attık. PET şişirme makinesinin üreticisi bile bu rakama şaşırdı. Çevre ve doğal kaynak kullanımı konusunda yaptığımız ciddi yatırımlar bir yandan da maliyetlerimizi düşürdü. Tüm bunlar CCİ’nin sürdürülebilirlik ve verimlilik anlamındaki çalışmalarının ne kadar önemli ve anlamlı olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

KARIN YÜZDE 3’ÜNÜ AYIRIYOR 
2010 yılı karnenizde neler var? 2011 için neler planlıyorsunuz?
2010 yılında öncelikle KSS Raporlama seviyemizi GRI B düzeyine çıkarttık ve rapor kapsamımızı Ürdün ve Kazakistan’ı da içerecek şekilde genişlettik. Türkiye’de elde ettiğimiz en iyi uygulamaları uluslararası operasyonlarımızdaki 9 ülkeye de taşıdık. Daha az su ve enerji tüketerek, daha çok üretmek için 2010 yılı boyunca çalışmalarımıza devam ettik. Şirket ana sözleşmemizde belirlendiği gibi her sene vergi öncesi karımızın yüzde 3’ünü Anadolu Vakfı ve Coca-Cola Hayata Artı Vakfı’na bağışlıyoruz. Yıldan yıla değişmekle beraber bu çok ciddi bir rakam. 2009 yılında 4,5 milyon TL tutarında bağış yaptık. Selden büyük zarar gören Pakistan’a, iş yatırımlarımızı sürdürmenin yanı sıra, Coca-Cola Sistemi olarak 1 milyon doların üzerinde yardımda bulunduk. Kızılay aracılığıyla hem personelimiz hem de Coca-Cola İçecek şirketi olarak yardım kampanyası düzenledik. CCİ olarak faaliyetlerimizden kaynaklanan çevreye etkimizi daha da azaltacak projelerimize odaklanıyoruz. Su ve enerji kullanım oranlarını daha da aşağı çekip, geri dönüşüm oranımızı yükseltmeyi hedefliyoruz. Bunun yanında, 2011 yılında en büyük odak noktamız yeni soğutucu alımlarımızın tamamını yeni nesil ve daha çevreci soğutuculardan yapmak. Bu yeni soğutucular (HFC-free) Hidroflorokarbon içermiyor. Ayrıca mevcut soğutuculara enerji tasarrufu sağlayan aparatların takılmasıyla bunların karbon ayak izi de ciddi şekilde azalacak.

ÇEVRE VE GENÇLER ÖN PLANDA 
Coca-Cola’nın yurtdışında hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle Türkiye’deki uyguladıkları arasında ne gibi farklılıklar ve benzerlikler var?
Coca-Cola İçecek, büyük bir sistemin en büyük parçalarından biri. Dolayısıyla, çevre, insan hakları, çalışma koşulları gibi konularda büyük benzerlikler var. Ancak her coğrafyanın kendi önceliklerinden kaynaklanan bazı konular öne çıkıyor. Türkiye’de su ve enerji kaynaklarının sınırlı olması sonucunda biz bu alanlara çok yatırım yaptık. Genç ve potansiyelli nüfusumuz nedeniyle gençlerin önünü açan projeler de bizim için öncelikli. Coca-Cola Hayata Artı Vakfı da bu kapsamda gençlerin çevreyle ilgili projelerine destek oluyor. Sizi en çok heyecanlandıran proje hangisi? Mucit yarışmamız beni gerçekten heyecanlandırıyor. Zira birden çok fayda yaratıyor ve toplamda hem şirket, hem çalışan, hem ülke ekonomisi, hem toplum, hem de çevre kazanıyor. Fabrikalarımızda çalışan işçilerimiz bu proje sayesinde üretim sürecinde tek taraflı yönlendirilen bir araç olmaktan çıkıyor, üretim sürecini sorguluyor, fikir geliştiriyor, daha iyisini sorguluyor… Sonuçta daha az su ya da enerji tüketerek daha çok üretebiliyoruz. Maliyetlerimiz biraz daha düşüyor. Şirket olarak daha verimli oluyoruz ki bundan da en çok yatırımcılarımız mutlu oluyor. Verimlilik ülke ekonomisine yatırım, istihdam ve vergi olarak geri dönüyor. Daha nitelikli çalışma ortamı insan kalitemizi daha da arttırıyor. Bu projeyi geliştiren işçimiz kendisi de gelişiyor. Son noktada doğal kaynakları daha az tüketerek daha çok ürettiğimiz için dünyamız kazanıyor.

YARATICI VE DOĞRU İŞLER YAPILIYOR 
Türkiye’de hayata geçirilen projeleri nasıl buluyorsunuz?
Türkiye’de çok yaratıcı ve doğru projeler üretildiğini düşünüyorum. Çok genç bir nüfusumuz var, bunun avantajını kullanmak için, gençlere destek olan ama aynı zamanda onları özgür bırakan projelere ihtiyacımız var. Coca-Cola Hayata Artı projeleri bunun güzel örnekleri. Coğrafyamızın doğal kaynaklarını daha verimli kullanılmasını destekleyen projelere ihtiyaç var, gelir dağılımının bozukluğunun getirdiği ihtiyaçlar var. Kadınların toplumda ve iş dünyasında daha aktif rol almalarını destekleyen daha çok projelere ihtiyaç var. Bütün bunları yapabilmek için de özel sektör, kamu ve sivil toplumun daha çok bir araya gelmesine ve daha çok proje üretmesine ihtiyaç var. Son olarak… Bugüne kadar yurtiçinde veya yurtdışında ‘keşke biz yapsaydık’ dediğiniz bir sosyal sorumluluk projesi oldu mu? Kim yaparsa yapsın sosyal sorumluluk projelerine sempati ile bakıyorum. İyi projeleri keşke biz yapsaydık diye değil, ne öğrenebiliriz diye gözlemliyoruz. İyi tasarlanmış bir sosyal sorumluluk projesinin kaybedeni yoktur. Bu anlamda bizim de iş dünyasına çok katkılarımızın olduğuna inanıyoruz.

0 yorum:

Yorum Gönder

Share

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites