Pazartesi

SÖYLEŞİ; LİMAK HOLDİNG YÖNETİM KURULU ÜYESİ EBRU ÖZDEMİR


Limak, Sosyal Sorumluluğu "Vakıf"la Yerine Getirecek...
Bu topraklardan aldığını yine bu topraklara geri vermek... İşte bu cümle, Türkiye ekonomisine yön veren ve istihdam yaratan en önemli gruplarından Limak’ın ana felsefesinin bir izdüşümü... Bu izdüşüm aslında Limak’ın altına imzasını attığı sosyal sorumluluk projelerinin de ana çerçevesini belirliyor. Eğitimden spora çevreden kültür-sanata bugüne kadar sayısız projeyi hayata geçiren Limak Holding, daha çok kişinin hayatına dokunmak için vakıf kurma yoluna gidiyor. Tüm sosyal sorumluluk projelerini bu yıl kuracakları Limak Vakfı çatısı altında toplayacaklarını belirten Limak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Özdemir, “Sosyal sorumluluk projesi yapmak için illa büyük şirketlere ve büyük bütçelere gerek yok. İyi fikirlerle ve küçük bütçelerle herkes bir proje yapabilir” diyor...

Bu topraklardan aldığını yine bu topraklara vermek anlayışından yola çıkan Limak, eğitim, spor, çevre, kültür ve sanat alanlarında hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projelerini daha kurumsal hale getirmek için vakıf kuruyor...
Öncelikle Limak Grubu’nun sosyal sorumluluk stratejisinden başlayalım... Bu konudaki ana stratejiniz nedir?
Biz grup olarak bu topraktan aldığımızı yine bu topraklara vermemiz gerektiğine inanıyoruz. Dolayısıyla ana mottomuz bu olduğu için yaptığımız sosyal sorumluluk projeleri de bu anlayış çerçevesinde şekilleniyor. Limak Şirketler Grubu olarak sosyal sorumluluk projelerine, verdiğimiz desteğin gerçekten bir ihtiyaca cevap verdiğini görmek şartıyla ve elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. Bizim için verilen desteğin yerini bulması çok önemli. Genelde, eğitim, spor, çevre, kültür, sanat ve sosyal alanlarda çalışıyoruz. Bugüne kadar birçok sosyal sorumluluk projesinde yer aldık. Eğitim projeleri, okul inşaatları, öğrenci bursları, dernek ve vakıf yararına eğitim katkıları, kültürel ve sanatsal aktiviteler, birçok spor etkinliği, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konserleri gibi sıralamak mümkün bunları. Limak için hepsi öncelikli, yeter ki proje hedefine ulaşsın...

VAKIF KURUP, YENİ PROJELER YAPACAĞIZ 
Gelelim yakın geçmişte imza attığınız sosyal sorumluluk projelerine... 2010’da neler yaptınız?
2010 yılında özellikle Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konserlerine ağırlık verdik. Ayrıca bir de Afyon-Şuhut’ta Kız Meslek Lisesi inşaatını tamamlayarak eğitime açtık. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali açılış törenine ve Demokrasi’de Kadın İzleri paneline destek verdik. Tabii ki Pakistan sel felaketi ve diğer bazı dernek ve vakıflara vermiş olduğumuz destekler de mevcut. 2011 yılı ajandanızda neler var sosyal sorumluluk adına hayata geçirmeyi planladığınız? 2011’de öncelikle tüm bu projelerimizi kuracağımız Limak Vakfı altında toplamak istiyoruz. Yine öncelikli konularımız arasında; eğitim, kültür-sanat ve çevre olacak. Bu konuda şimdilik detay vermek istemiyorum ama yeni projelerimiz var; inşallah hepsini gerçekleştireceğiz...

ÖĞRENCİLERDİ, ‘BELLETMEN’ OLDULAR 
Kızların okumasını çok önemsediğinizi biliyorum. Limak olarak bu konuda da hayata geçirdiğiniz bir proje var... 
Limak’ın beş yıl önce Kurtalan’da hayata geçirdiği öğrenci yurdunun özellikle kız öğrencilere yönelik olması konusunda ısrarlı olduk. Şu anda orada 100 kadar kız ortaokul ve lise eğitimi alıyor. Zamanında orada okuyan öğrenciler şimdi ‘belletmen’ sıfatıyla etüt derslerine girip, diğer öğrencilere yardımcı oluyor. Kızların okuması konusunda bir misyon edindik. Bunu her yıl yeni projelerle sürdürülebilir hale getirmek istiyoruz. Sizi en çok heyecanlandıran proje bu muydu peki? Siirt Kurtalan’da yaptığımız kız yurdu beni çok mutlu ediyor. O bölgedeki kızlarımızın okumasında desteğimiz olduğunu bilmek çok güzel. Yine benzer şekilde bu yıl eğitime açtığımız Afyon-Şuhut’taki kız meslek lisesi de çok önemli. O okuldaki tüm kızlarımıza bir meslek edindirmiş oluyoruz.

Duyduğunuz daha ilk anda sizi kalpten yakalayan, ‘Mutlaka içinde yer almalıyız’ diye düşündüğünüz projelerin ortak paydasında ne var?
Kız çocuklarının eğitimi bizim üzerinde özellikle durduğumuz alanlardan biri. Dolayısıyla bu konudaki tüm projelere önem veriyoruz ve ilk sırada değerlendiriyoruz.Sonuç keyif verici ama bir projeyi hayata geçirirken zorlandığınız noktalar oluyor mu? Biz, her sosyal projemize dört elle sarılıyoruz. Dolayısıyla bazen vakit sıkıntımız oluyor. Limak Grubu’nda çalışan arkadaşlarımız profesyonel görevlerinin yanı sıra bu işleri de gönüllülük esasına göre yapıyor. Şimdi tüm bu projeleri kurumsal olarak yapmayı istiyoruz. En büyük hedefimiz bu...

ÇALIŞANLARIMIZ GÖNÜLLÜ OLUYOR 
Limak’ta bir sosyal sorumluluk projesi nasıl gerçekleşiyor? Bu sürecin detaylarını merak ediyorum. 
Bir ekibimiz var. Şirketimizde çeşitli departmanlarda çalışan arkadaşlarımızdan oluşuyor bu ekip ve bu işi gönüllü yapıyor. Bazen kendimiz bir proje geliştiriyoruz, bazen de dışarıdan öneriler geliyor. Ama söylediğim gibi öncelikli hedefimiz önce Limak Vakfı’nı kurmak, onun ardından yeni projelerimizi hızla ve organize şekilde hayata geçirmek... Bir proje gerçekleştirirken bürokrasi, paydaşlar, yerel yönetimler kanadında zorlandığınız oluyor mu? Biz projelerimizde hiç zorlanmadık. Hem yerel yönetimler hem bürokrasi hem de paydaşlar gönülden desteklediler, sahip çıktılar. Bu nedenle kendilerine de ayrıca teşekkür ediyoruz. Zaten bu ilgi, alaka ve destek bizleri sürekli yeni proje yapmak konusunda motive ediyor.

Size destek olmanız amacıyla hazır gelen sosyal sorumluluk projelerine yaklaşımınız nasıl? 
Birincisi bizim önem verdiğimiz alanlardan birinde olmalı. İkincisi ise gerçekten yararlı olabileceğine dair bir kanaatimizin oluşması, bir fark yaratabileceğini görmemiz, uzun vadede devam ettirebileceğimiz projeleri seçiyoruz. Eğer projeyi destekleyen diğer paydaşlar varsa ve işbirliği yapabiliyorsak, tabii bu da bizim için önemli.

PAYDAŞ ARTTIKÇA BAŞARI BÜYÜYOR 
Yurtdışındaki projelerle Türkiye’dekileri kıyasladığınızda ortaya nasıl bir tablo çıkıyor? 
Özellikle Amerika’da sosyal sorumluluk projelerinin boyutları çok büyük. Warren Buffett ve Bill Gates varlıklarının yarısını bağışladılar ve kısa bir zaman içinde de ‘Forbes 400’ listesinde yer alan 38 işadamını da bağış yapmak üzere ikna ettiler. Sosyal sorumluluk projelerinde bir araya gelip, ortak projeler üretmek önemli. Çünkü ne kadar büyük ölçekte yapılabilir, ne kadar çok paydaş dahil edilebilirse o kadar başarılı oluyor projeler. Biz aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi mezunları olarak da biraraya geldik, Ağrı’da okullar yapıyoruz. Sosyal projelerde ortak çabayı ve ortak aklı çok önemsiyorum. Dolayısıyla Bill Gates’in ve Warren Buffet’ın geliştirdiği ortak projeleri büyük bir merakla takip ediyorum.

Gözlemlerinizden yola çıkacak olursak, sizce Türkiye’de daha çok hangi alanlarda sosyal sorumluluk projeleri geliştirilmeli?
Türkiye’de her alanda projelere ihtiyaç var. Küçük, büyük diye ayırmamak lazım. Ama ne kadar çok paydaş biraraya gelip ne kadar çok etkisi olan fazla projeler üretebilirse- etki o kadar büyük olur diye düşünüyorum. Sosyal sorumluluk projesi yapmak için illa büyük şirketlere gerek yok, iyi fikirlerle küçük bütçelerle herkes bir proje yapabilir. Aynı zamanda önemli olan sosyal sorumluluk ruhunu okullara da taşımak. Bunu ilkokuldan itibaren projelerle çocuklara öğretmek ki, hayatı o açıdan da görebilsinler...

0 yorum:

Yorum Gönder

Share

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites