Çarşamba

SÖYLEŞİ; TAV HAVALİMANLARI İCRA KUR. BŞK. BAŞKANI M. SANİ ŞENER


‘Gayri Safi Milli Mutluluk’ İçin Paydaşlarını ‘TAV’lıyor...

Sosyal sorumluluğu sadece Türkiye ile sınırlı tutmayan TAV, faaliyet gösterdiği tüm coğrafyalardaki paydaşlarına sürdürülebilir ve katmadeğer yaratan projeler sunmayı hedefliyor. Sosyal sorumluluğun odak noktasına çevre eğitim ve kültürü oturttuklarını belirten TAV Havalimanları Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkanı M. Sani Şener, “Yürüttüğümüz ve planladığımız sosyal sorumluluk projelerinin en önemli yanı tek yönlü, tek seferlik, kısa vadeli katkılar olarak kalmamaları ve TAV’ın desteğinin kalıcı bir değişime yol açacak sürdürülebilir, insanların yaşamına dokunan süreçlere dönüşmesi” diye konuşuyor. Sadece geçen yıl sosyal sorumluluğa 200 bin euro bütçe ayıran TAV’ın, 2011 için uzun soluklu bir eğitim projesini hayata geçirmek için çalıştığını dile getiren Şener, yol haritalarını anlattı…

Üç kıtada 10 havalimanı işleten TAV, sadece geçen yıl sosyal sorumluluğa 200 bin euro harcadı. Çevre, eğitim ve kültüre odaklı, katma değerli projelere imza atan TAV, faaliyet gösterdiği tüm coğrafyalarda sosyal sorumluluğu gözetiyor...

TAV’ın sosyal sorumluluk konusundaki bakışını ve stratejisini değerlendirir misiniz?

Önceleri şirketlerin tek amacı ortakların hisse değerlerini yükseltmek ve ortakların karlılığını artırmaktı. Daha sonra ise müşteri mutluluğunun önemi ortaya çıktı ve şirketler müşterilerini mutlu etmeden ortakların karlılığını sağlayamayacaklarını anladılar. Daha sonraları çalışan mutluluğu öne çıktı. Çünkü çalışanı mutlu olmayan hiçbir şirketin müşterisini mutlu edemeyeceği açıktı ve mutsuz müşteri de ortakların karlılığını etkileyecekti. Şirketlerin iş modellerindeki bu gelişime en son olarak da çevresel ekonomiksel sürdürülebilirlikle birlikte sosyal sorumluluk projelerine katkıları da eklendi. Artık tüketicilerin farklı beklentileri var. Tek başına ürün ya da hizmet kalitesi yeterli değil. Tüketici, süreçlerdeki sosyal kriterleri de göz önünde bulunduruyor ve sorguluyor. Ekonomik faaliyetlerin, çevreye ve topluma duyarlı olmasını gözetiyorlar. Şirket ve kurumların faaliyetlerini modern iletişim süreçleri çerçevesinde ve medya ile şeffaf olarak duyurulmasını istiyorlar. Aynı şekilde şirket çalışanları da çevreye duyarlı eğitime ve kültürel faaliyetlere ve çalışan gelişimine, eğitimine önem veren şirketlerde çalışmak istiyorlar. Yetenek yönetiminde bu konu çok öne çıkıyor.

TAV Havalimanları olarak dünyanın önde gelen havalimanı işletmecilerinden biri olma hedefimizle, sadece ekonomik faaliyetlerimizle değil, tüm iş süreçlerimizde benimsediğimiz kurumsal sosyal sorumluluk bilinci ile çalışıyoruz. Dünyanın sınırlı kaynaklarını son derece dikkatli kullanmak, zarar vermemek ve geliştirmek zorundayız. Yarınlara bugünden daha iyi bir dünya bırakmak istiyorsak bu hepimizin çok önem vermesi gereken bir konudur. “Sürdürülebilir gelişim” konusunda üstlendiğimiz sorumluluklar ve bu konudaki destek taahhütlerimiz bizlerin kurumsal sosyal sorumluluk anlayışımızı oluşturuyor. Uluslararası bir kurum olarak kurumsal sosyal sorumluluk anlayışımız; tüketiciye sunduğumuz ürün ve hizmetler ile birlikte kanun, ahlak standartları ve insan haklarına tam anlamı ile uyumlu davranmamız, toplumsal duyarlılığımız ve faaliyetlerimizi yürüttüğümüz her yerde çevreye saygılı yaklaşımımızı kapsıyor. Bugün Türkiye’mizin gelişmişlik düzeyinin arzuladığımız ölçülerde olabilmesinin en önemli koşullarından birinin, toplumda sanat, eğitim ve çevre konusunda etkin ve yaygın duyarlılık yaratılmasına bağlı olduğuna inanıyoruz. Bu çerçevede, TAV Havalimanları olarak gelişirken faaliyet gösterdiğimiz tüm coğrafyalarda yer alan tüm paydaşlarımıza karşı sosyal sorumluluğumuzu ve onlarla birlikte hareket ederken yarattığımız katma değeri de bu topluluklarla paylaşıyoruz.

ÇEVRE, EĞİTİM VE KÜLTÜR ÖNEMLİ 
Sosyal sorumluluğun hangi alanları sizin için öncelikli?
TAV Havalimanları için öncelikli alan kesinlikle çevre, eğitim ve kültürle ilgili sosyal sorumluluk projeleridir. Havalimanlarında enerjimizi doğalgaz ile çalışan enerji santrallerinde üreterek CO2 emisyonunun düşürülmesine ciddi katkıda bulunuyoruz. Bildiğiniz gibi doğalgaz fosil yakıtlara göre yüzde 40 daha az CO2 salınımı yapıyor. Ayrıca apronda kullandığımız araçları yenilerken hybrid ve elektrikli araçları kullanmaya özen gösteriyoruz. ACI’in karbon akreditasyonuna Avrupa’da ilk katılan havalimanlarını yönetiyoruz. Üniversitelerle Kocaeli ve Anadolu Üniversitesi havacılık fakülteleri ile eğitim projeleri geliştiriyoruz. TAV Havalimanları işletmelerinde, havalimanı işletmeciliği konusunda üniversitelerde doktora yapmış 4 öğretim görevlisi oldu. Yurtdışı ve yurtiçi üniversitelerde başarılı ancak maddi durumu müsait olmayan öğrencilere burs veriyoruz. TAV Akademi’de yılda ortalama 15 bin çalışanımıza sürekli eğitim veriyoruz.

GEÇEN YIL 200 BİN EURO HARCADI 
2010’u kısaca özetlersek, hangi sosyal sorumluluk projelerine imza attınız? 
Geçen yılki projelerin ilk kısmını TAV Havalimanları’nın sponsorluk desteği vererek Türkiye’ye taşıdığı ve sektörün gelişimine katkı sunan bir dizi uluslararası havacılık etkinliği oluşturuyor. Küresel Ekonomi Sempozyumu Uluslararası Sivil Havacılık ve Havalimanları Fuarı AIREX 2010’nun yanı sıra dünya yolcu trafiğinin tamamına yakınını yöneten Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) temsilcileri İstanbul’da düzenlenen Airport Exchange’de buluştu. TAV Akademi de Airport Council International’ın (ACI) küresel eğitim merkezlerinden biri oldu. Küresel ısınmayla mücadele çerçevesinde çevre alanındaki sorumluluğunu önemseyen TAV Havalimanları’nın işlettiği İstanbul Atatürk ve Ankara Esenboğa Havalimanları ACI Europe’un “Havalimanı Karbon Doğrulaması” programına kabul edildi. Program, üye kuruluşların faaliyetleri dolayısıyla ürettiği karbon salımının doğrulanmasını ve azaltılmasını öngörüyor. Son olarak 2010’da 48 milyon yolcuya hizmet veren TAV Havalimanları, Ankara, İstanbul ve İzmir’de yer alan TAV Galeri’lerde açtığı sergilerle eşine pek rastlanmayan bir kültürsanat platformu oluşturdu. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu, İstanbul Photo Contest, Geleceğimizden Kareler TAV Galeri’de açılan sergilerden sadece birkaçıydı. Dünya Basketbol Şampiyonası’na sponsor olan TAV Tunus Basketbol Milli Takımı’na da destek verdi. TAV Havalimanları çağdaş sanat platformu garajistanbul’a destek olurken iştiraklerimizden BTA Catering Kahramanmaraş Elbistan’a bağlı Kalealtı Köyü’ndeki öğrencileri sömestr tatilinde Ankara’da ağırladı. 2010’da TAV’ın kurumsal sosyal sorumluluk etkinliklerine ayırdığı bütçe 200 bin euro’yu aştı.

Bu yılın ajandasında hangi projeler var?
TAV 2011’de de çevre, eğitim ve kültür-sanat başta olmak üzere pek çok alanda kurumsal sosyal sorumluluk projeleri yürütmeye devam edecek. Bu doğrultuda özellikle eğitim alanında kapsamlı ve uzun soluklu bir projenin oluşturulması planlanıyor.

KATMA DEĞER YARATMALI 
Sosyal sorumluluk projelerinizi nasıl geliştirdiğinizi merak ediyorum… Hangi aşamalardan geçiyor, nasıl bir süreç izleniyor?
Kurumsal sosyal sorumluluk projelerini oluştururken iki ana kıstasımız var: Sürdürülebilir olması ve hedeflediği topluluklara katma değer sağlayarak kalıcı, şeffaf bir değişim sağlaması. Bu anlamda her düzeyde çalışanların ve paydaşların ihtiyaç, talep ve önerileri yönetim tarafından değerlendirilerek tüm tarafların işbirliği ve paylaşımını öngören katılımcı bir şekilde hazırlanıyor ve yürütülüyor.

Peki bunlar yapılırken, sizi zorlayan noktalar oluyor mu?
Yürüttüğümüz ve planladığımız sosyal sorumluluk projelerinin en önemli yanı tek yönlü, tek seferlik, kısa vadeli katkılar olarak kalmamaları ve TAV’ın desteğinin kalıcı bir değişime yol açacak sürdürülebilir, insanların yaşamına dokunan süreçlere dönüşmesi. Bu yaklaşım çoğu zaman kamunun, hedef toplulukların, çalışanların, şirket yönetiminin ve diğer paydaşların eşit paydaşlar olarak işbirliğine gitmesini ve üst düzeyde bir gönüllülük bilincinin varlığını öngörüyor. Türkiye’de sivil toplum faaliyetlerinin, özellikle de kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin görece yeni bir alan olmasından dolayı bu işbirliğini sağlamak tahmin edilenden daha zorlu olabilse de, şeffaf ve katılımcı bir süreçte ısrar ederek çözüm bulmakta zorlanmıyoruz.

Sizin için en heyecan verici proje hangisiydi?
Üç kıtada 10 havalimanı işleten TAV olarak, benim için en heyecan verici projelerden biri kuşkusuz TAV Galeri oldu. 2007’de İstanbul Atatürk, 2010’da da Ankara Esenboğa ve İzmir Adnan Menderes Dış Hatlar terminaline açılan galeriler, milyonlarca yolcuyu sanatla ve sanatçıyla buluşturdu ve buluşturmaya devam ediyor. Ülkelerin ve şehirlerin giriş kapısı olan, her kültürden ve arka plandan milyonlarca insanın geçiş noktası olan havalimanlarının bir kültür-sanat platformu olarak kurgulanması hem sanatçılar hem de izleyiciler için eşsiz bir olanak ortaya çıkardı. Önümüzdeki dönemde yurtdışındaki işletmelere de yaygınlaşması planlanan TAV Galeri’nin aldığı olumlu tepkiler de doğru bir proje olduğunu gösterdi.

NİCELİK OLARAK FARK VAR 
Yurtdışındaki oyuncuların projeleriyle Türkiye’dekiler arasında fark gözlemliyor musunuz?
Özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika’da kurumsal sosyal sorumluluğun tarihi Türkiye’ye göre daha eskiye dayanıyor ve bu durum nicelik anlamında bir farka yol açıyor. Toplumsal gönüllülük bilincinin gelişmişlik düzeyi ve toplumsal ihtiyaçlar da projelerin nitelik açısından farklı olmasını doğuruyor. Öte yandan, Türkiye’de eğitim ve spor alanında yoğunlaşan projelerin son yıllarda yurtdışındaki trendlere benzer şekilde çevre, kültür-sanat ve diğer toplumsal alanlara da yaygınlaştığını gözlemliyoruz.

Sizce hangi alanlarda sosyal sorumluluk işleri geliştirilmeli? 
Sadece ekonomik büyüme değil sporda, sanatın her dalında, eğitimde ve kültürde gelişimi destekleyecek geniş katılımların sağlanabileceği projeler geliştirilmeli…

GAYRİ SAFİ MİLLİ MUTLULUK ÖNEMLİ! 
Atılması gereken adımlar neler? 
Birincisi ülke insanının o gün içinden geçtiği ekonomik ve sosyal ortamda ciddi olarak ihtiyaç duyduğu alanlar tespit edilmeli. Diğer taraftan da şirketin kültür ve değerlerini tespit edeceksin. Sizin kültür ve değerleriniz ile toplumun ihtiyaçlarının örtüştüğü noktalar doğru noktalardır. Türkiye, hızla kalkınan ve küresel ekonomideki durağanlığa rağmen yükselerek önemini her geçen gün artıran bir ülke. Bu ekonomik büyümenin toplumsal ve kültürel yansımalarıyla eş zamanlı olmuyor, daha uzun vadede gerçekleşiyor. Çünkü kalkınma sosyal bir olgu, büyümeyle birden paralel gelişemiyor. Büyümenin ardından ülkenin kalkınmasına katkıda bulunmak için sosyal sorumluluk projelerine ciddi destek olunmalı. GSMH (gayri safi milli hasıla) ülkelerin büyümesini gösterirse, GSMM (gayri safi milli mutluluk) da kalkınmasını gösterir. Ülke insanlarımızın mutluluğu için de çalışmalıyız diye düşünüyorum.

PR PROJESİ GİBİ ALGILANMASI YANLIŞ 
Bunları yaparken, en sık düşülen hata ne?
Türkiye’de sosyal sorumluluk projelerinin işleyişi konusunda ben pek hata yapıldığı kanaatinde değilim herkes elinden geleni yapıyor ancak bu tip projelerin bir yardım ve karşılığında da bunun duyurularak bir fayda elde edilmesi ve halkla ilişkiler projesi gibi algılanılmasını engellemek gerekiyor. Sosyal sorumluluk projeleri devlete ödenilen vergiden ayrı olarak, bizim ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunacak kendi isteğimizle geliştirdiğimiz projeler veya başkalarının geliştirip sizin maddi destek sağladığınız projeler olmalı diye düşünüyorum. Bu projelerin özünde de toplumsal fayda ve sürekliliğin olmasına dikkat edilmesi gerektiğine inananlardanım...

0 yorum:

Yorum Gönder

Share

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites