Cuma

SÖYLEŞİ; TEKNİK YAPI YÖN. KUR. BŞK. YARDIMCISI UMUT DURBAKAYIM


Eğitim Ve Çevreyi Önceliğe Aldı, 'Ticari Amaçlı' Projeden Kaçındı...

Teknik Yapı’nın ikinci kuşak temsilcisi Umut Durbakayım, firma olarak önceliklerinin eğitim ve çevre olduğunu belirterek, “Ancak kendimizi sadece bu iki alanda sınırlandırmıyoruz. Beğendiğimiz bir proje olduğu zaman kültür sanat ve spor gibi alanlardaki faaliyetleri de destekliyoruz” diye konuşuyor. Sosyal sorumluluk projelerini kültür, sanat ve eğitim konusundaki girişimlerle sürdürüyor, proje gerçekleştirdikleri bölgelerin sosyo ekonomik kalkınmasına destek verecek şekilde yerine getirmeye çalıştıklarını belirten Durbakayım, “Sosyal sorumluluk projelerini daha geniş bir çerçevede değerlendirmek için MAG (Mahalle Afet Gönüllüleri Vakfı) gibi oluşumlarda kurucu üye olarak görev yapıyoruz” diyor. Sosyal sorumluluk konusunda özellikle inşaat şirketlerine önemli bir görev düştüğünü belirten Umut Durbakayım, bu konudaki hedeflerini anlattı…

Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Umut Durbakayım, ‘Sivil Kentsel Dönüşüm’le inşaat şirketlerinin bir binayı maliyetine yenileyerek, her yıl binlerce kişinin ve konutun risk tehlikesi olmadan hayatta kalacağını söylüyor...
Teknik Yapı’nın sosyal sorumluluk karnesinde neler var? 
Eğitim alanındaki sosyal sorumluluklarımızın başında Kartal’da kendi arsamız üzerinde yaptığımız 24 derslikli bir lise ve kapalı spor salonu geliyor. İstanbul Valiliği tarafından başlatılan “Eğitime % 100 Destek” kampanyasına ilk harcı koyanlar arasında yer aldık. Belediye Başkanları ve kaymakamların desteği ile yürütülen bu kampanya çerçevesinde Uplife Park projemizin yükseldiği arsanın bir bölümünü bağışladık ve üzerine 24 derslikli lise inşa ettik. Yine Kartal bölgesinde bulunan ve tiyatroya gönül vermiş gençleri, Teknik Yapı çatısında topladık. Tiyatrosever bu gençlerimiz, yaz boyunca İstanbul’un birçok ilçesindeki kimsesiz çocuk evlerini dolaşarak çeşitli gösteriler yaparak, bakıma muhtaç çocuklara neşe kaynağı olmaya çalıştı. Kadıköy’de birçok ilköğretim okulu ve lisenin güçlendirilmesi, üniversite öğrencilerine teknik geziler düzenlemek ve kadın sığınma evinin onarım ve restorasyonu da sosyal sorumluluğumuzu bir nebze yerine getirmek için yaptığımız çalışmalardan sayılabilir. Bunlara ek olarak kültür ve sanat aktivitelerini de desteklemek amacıyla her yıl mutlaka Caddebostan Kültür Merkezi’nde bir aktivite düzenleriz. ‘SİVİL

KENTSEL DÖNÜŞÜM’E ÖNCÜLÜK EDİYOR 
Bildiğim kadarıyla ‘Sivil Kentsel Dönüşüm’ konusunda da enteresan bir çalışmanız var…
Topluma olan sosyal sorumluluğumuzu yaptığımız işlerle de örtüştürmeye gayret ediyoruz. Mesela, doğa ve yeşil dostu ürünler kullanarak, küresel ısınmayı azaltacak çözümler üretiyoruz. Devletin yapmaya çalıştığı büyük çaplı ‘kentsel dönüşüm’ hamlesine yıllardır kendi çapımızda katkıda bulunuyoruz. ‘Sivil Kentsel Dönüşüm’ şeklinde adlandırdığımız çalışma kapsamında özellikle Kadıköy bölgesinde hemen her yıl 3-4 binanın yenilenmesini gerçekleştiriyoruz ve sosyal sorumluluk çerçevesinde de bu binalardan birini kar gözetmeksizin maliyetine yeniliyoruz. TÜİK verilerine göre 200 binin üzerinde müteahhit firma var. Firmalar kendi ölçeğinde bu projeye imza atabilir. Her biri ortalama 10 dairelik bir binayı yenilerse, yaklaşık 30 kişinin hayatını güvenceye alır. Böyle bir çalışma sonunda ise her yıl binlerce kişinin ve konutun risk tehlikesi olamadan hayatta kalması sağlanır.

SADECE GÜNÜ KURTARMAK YETMEZ 
2010 sosyal sorumluluk açısından nasıl bir yıldı? Ne kadar harcama yaptınız ve hangi projeleri hayata geçirdiniz? 
Kartal’da 26 bin metrekarelik arsa üzerinde gerçekleştirilen 567 dairelik Uplife Park projesinin yaklaşık 6.200 metrekarelik kısmını Maliye Hazinesi’ne bağışladık. Arsa üzerine de 24 derslikli bir lise binası ve kapalı spor salonu inşa ettik. Yaptığımız bu çalışma, arsa bedeli dahil 11 milyon TL civarındaydı. Geçtiğimiz yıl, gerçekleştirilen ayni yardım, bina yapım ve onarımı ile sponsorluklar kapsamında yaklaşık 700 bin lira civarında bütçe harcaması gerçekleştirdik.

2011’in gündeminde neler var peki? 
Bu yıl başlayacağımız Tuzla projesinde ise okul, kreş, cami, park gibi sosyal gereksinimleri içeren her şeyi hem müşterilerimize hem de bölgeye sunacağız. Yaklaşık 5 yıla yayılacak bu projemiz kapsamındaki sosyal sorumluluk bütçemizin arsa dahil değerinin 20 milyon lira civarında olacağını öngörüyoruz.

Tüm bu projelerin odak noktasında ne var?
Bir doğal kaynağı korumak, tarihi eseri muhafaza etmek veya aç bir insanı doyurmak için yapılan çalışmalarla sosyal sorumluluk yerine getirilemez. Günü kurtaran ve kısa vadeli çözümden öteye gitmez.Yapılacak bu çalışmaların gelecek nesillere sağlayacağı katkıyı anlatacak bir çalışma ise sosyal sorumluluk çalışmasının sürdürülebilir bir şekil almasını sağlar. Bu nedenle, Teknik Yapı olarak sosyal sorumluluğumuzun büyük ağırlığını eğitim üzerine yoğunlaştırıyoruz.

YTÜ ÖDÜLÜNÜ UNUTAMIYORUM 
Sizi bugüne kadar en çok hangi projenin heyecanlandırdığını merak ediyorum…
Sosyal sorumluluk kapsamında eğitime destek vermenin bizim için anlamı çok başkadır. Gerek maddi gerekse manevi olarak eğitimin her kademesinde yer almaya özen gösteriyoruz. Bu çalışmalar içinde beni en çok heyecanlandıran ise inşaat fakültelerinde okuyan öğrencilerle birlikte yaptığımız çalışmalar oldu. Hemen hemen her yıl, yüzlerce mühendis ve mimar adayını şantiyelerimizde ağırlayarak bilgi ve deneyimlerimizi paylaşıyoruz.

Teknik Yapı olarak onardığımız veya inşa ettiği eğitim kurumlarında üretken gençler görmek bizi mutlu ediyor. Bunun değeri ölçülemez. Ancak bu çalışmalarımızdan biri olan ve bilgi ve deneyim tecrübesini aktararak eğitim desteği verdiğimiz Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin jesti hayatımın en gururlu günün yaşattı. Mühendis olarak mezun olduğum Yıldız Teknik Üniversitesi’nin verdiği ‘Yılın Eğitimi En Fazla Destekleyen Firma’ ödülünü ve ‘Sektörde Yılın Firması Ödülü’ benim için çok anlamlıydı. Eğitim aldığım hocalarımın karşısına çıkarak, çabalarının boşuna olmadığını göstermek fırsatını buldum.

Katkıda bulunmanız düşünülerek hazır projeler geliyor mu? 
Bize de sürekli sosyal sorumluk projeleri geliyor. Maalesef üzülerek söylüyorum ki, bu tekliflerin çoğunluğu ticari amaçlı. Eğitimi, sporu, sanatı çevreyi koruma kisvesi altında gerçekleştirilen projelerdeki kişisel ticari kaygılar nedeniyle seçimlerimize çok dikkat ediyoruz. Gerçekleştirilecek projenin geleceğe ışık tutmasına özen gösteriyoruz. Ele aldığımız sosyal sorumluluk projelerini de bir bakıma yatırım olarak değerlendiriyoruz. Yapacağımız yatırımın, gelecekteki nesillere katma değer sağlayacak bir getiri sağlayacağından emin olmaya çalışıyoruz. Her şeyden önemlisi sürekliliği olmayan projeleri dikkate almıyoruz.

OKUL AÇILIRSA CEZAEVLERİ KAPANIR 
Sosyal sorumlulukta izlenmesi gereken strateji ne olmalı?
Eğitime ağırlık verdiğimiz için bu soruya eğitim konusunu örnek vererek açıklamaya çalışayım. Eğitimi çağdaş seviyeye çıkarmak, sadece devletin ve eğitimcilerin gayretiyle olmaz. İhtiyaç duyulan eğitim kurumlarının hepsinin devlet eliyle yapılmasını beklememek gerekir. İmkanı olan kişi ve kurumlar da kaliteli ve çağdaş eğitime katkıda bulunmalı.

Teknik Yapı olarak üzerimize düşen sosyal sorumluluğu, her zeminde yerine getirmek için çaba gösteriyoruz. Bu okullarda yetişecek çocuklar, gelecekteki daha refah bir Türkiye’nin temellerini oluşturacak. Bu nedenle, eğitim konusunda her kişi ve kurumun destek vermesi gerekiyor. Her sanayici, bir okul açarak yüzlerce cezaevinin kapatılmasına ön ayak olmalıdır.

Peki yurtdışı rakiplerinizle bir karşılaştırma yaparsanız...
Yurtdışındaki kurumların sosyal sorumluluk anlayışı bize göre biraz daha fazla ticari. Küresel firmalar gerçekleştirdikleri sosyal sorumluluk projelerini prestij olarak görüyor. Türkiye’deki kurumlar ise önceliği insana veriyor.

0 yorum:

Yorum Gönder

Share

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites